Rachel Starr, polis kıyafetiyle aramızda ortalığı kasıp kavuran, vücudundaki dövmeler ve piercinglerle yakaladığı sertliği her an hissettiriyordu. Kaldırdığı etek ucu, incecik tanga ipini gösterirken, bal gibi terlemiş amcığı tüm çıplaklığıyla parıltılı ışıklar altında kendini dayatıyordu. Atletik hatları, büyük göğüsleriyle birleşince karşı konulmaz bir enerji yaydı etrafa. Onun bu vahşi hali iş fantezilerine tam oturuyordu; yasaklı bir oyun alanında suçlunun peşinde koşturan katı disiplinli ama içten içe şehvet kokan kadın gibiydi.
Charles Dera onu yerinden kaldırır kaldırmaz dizlerinin üzerine çöktürdü; Rachel’ın kocaman göğüslerine abanırken dilini emziren gibi emmeye başladı. Yumuşacık sütyen kumaşı altından taşan meme uçlarını yoğun bir iştahla yaladı, çekti. Alttan yükselen buhar gibi sıcak nefesler ve cızırtılı sesler karıştı ortamda. Rachel’in yüzünde beliren o hırslı bakış, saplantılı arzularını gözler önüne seriyordu: Baştan çıkarma oyunu çoktan başlamıştı ve kimse durduramayacaktı.
Mick Blue devreye girerken yağlarla ıslanmış kıvrımlara dokundu; çıplak kalçasındaki kabarcıklar müthiş şekilde sıçrıyor, her hareketiyle davetkar bir ritme bürünüyordu. Rachel’ın amcığı tıpkı ipeksi bir çiçek gibi açılmıştı; parmaklar sertçe içine dalarken yavaş yavaş ısınmaya mecbur kalıyordu. Sonra Keiran Lee’nin iri yaraklı köklemeleri başladı tam da oraya: ağır ağır bastırdı dışa doğru, yüksek dozda baskıyla içeriyi paramparça etti adeta. Onun nefesi boğazında düğümlenirken gürültülü iniltiler havayı yaktı.
Johnny Sins sırayla hem memelerini hem de sakso kısmını kapladı ağzıyla. Rachel o kadar coşmuştu ki titreyerek yer değiştirdi, arkasını ona dönüp kalçasını sırtına vurduktan sonra kuyruk sokumuyla ritmi yakaladı. Başlarda titreyen beden artık kontrol edilemezdi; göğüsler öne savruluyor, amcık dışında kalan her yan terden parıldıyordu. Her gelen sikiden daha derin inilti patlamaları yükseliyor; onlarca yıllık hayvanlık sanki tek seferde dışarı çıkıyordu bu kızgın vücutta.
Sonunda zirveye yaklaştılar hızla… O an kaçamayan sırıtımlar arasında Mick Blue’nun köklemesi tamamen amcığın tabanına oturdu ve Rachel bütün gücüyle kendini geriye atarak geldiğini haykırdı: derinlerde sıkışmış o çılgın orgazm beynine şimşekler çakarken kıvranmalarına son veriyordu. Herkes tüttü ruhunu o anlık yere yatırıp hengâmede kayboldu.
Bu kirli iş hayatının en şiddetli cezasıydı onun için… Ve Rachel Starr orada elleri ayakta yok oldu; bütün pislikleri delice tatmin edip üzerlerinden attılar!