Minik Asyalı çıtır Vivian çimenlerde tombul götünü ve kıllı amını sergiliyor

0 views
|

Vivian, küçücük çerçevesiyle tam bir bomba gibi ortaya çıktı; incecik bedeni, gençliğin verdiği tazelikle parıldıyordu. Tenindeki ipeksi parlaklık, üstü çıplak bırakılmış minik göğüslerinde toplanan hassas meme uçlarını sanki davetkar bir kışkırtmayla dikleştiriyordu. O küçücük badem memelerin üzerindeki gerginlik, onu izleyenlerin yüreğini hoplatacak kadar çıldırtıcıydı. Çevresindeki doğanın sessizliği içinde, göğsünü hafifçe kaldırıp indirirken adeta nefesi kesiliyordu; içinden gelen o vahşi arzuyu saklayamıyordu.

Sırf izlemeyenler değil, kendisi bile dayanamayarak yavaştan sütyenini çıkarıp yere bıraktı. İnce omuzlarından dökülen saçları arasında gözleri kıvrıldı, dudakları hafifçe aralandı ve o tatlı küçük amcığını hiç çekinmeden açığa vurdu. Üstündeki o zarif bacaklar, kalçasındaki kırmızımsı, kabarık minik tüylerle kaplı o minicik amını görünür hale getiriyordu. Yanında esen rüzgar bile onun bu mahrem yerini biraz daha sinsice kucaklıyor gibiydi. Hani orası yabani bir meyve gibi çağırıyordu erkeği; küçük amcığında huzursuzluk yaratan o ıslaklık belli belirsiz hissediliyordu.

Birden ayağa kalktı, vücudundaki her kasın gerildiği anlarda kalçasıyla o muhteşem topuzu altına gizlediği küçük amcığını ortaya çıkardı. Her adımıyla salınan kalçaları sanki sahte dünyayı unutturup gerçekliği tokat gibi yüzüne çarpıyordu insana. Gözleri kısılarak etrafına baksa da aslında tek istediği vardı: Günahını biraz daha büyütmekti. Ufacık elleriyle kendi amcığını nazik ama sert hareketlerle ovalarken tüm bedenine yayılan titremeler istemsizdi; nefesini tutup bekliyordu doruk noktasını.

Sonra bir anda yere oturup dizlerini açtı; kendisine ait olan en mahrem haznenin yanında çıplaklığıyla meydan okudu hayata ve izleyene. Küçük amcığını belli eden kılların arasından akan nemli sıvılar da açıkça gösterdi nasıl kaynadığını içinde. Parmaklarını çekip ittirerek içeri sokuşu ve dışarı çıkışı arasında kalan daracık o deliğe yavaş yavaş yüklenişi artık sınırları zorlamaya başlamıştı. Sanki doğa bile onun kökleme hızına ayak uyduramıyor, rüzgar onun inlemelerine karışıyordu.

En sonunda hıçkırıklara benzeyen sert nefes alışlarıyla doruklara ulaştığında bütün benliği titredi; ufacık bedeninde yanardağ misali patlamalar yaşandı. Karnındaki kaslar sertleşirken uzun uzun yaydığı iniltiler geceyi delip geçiyor, egzotik güzelliğinin lanetli cazibesi havada yankılanıyordu hâlâ…