Odamın köşesinde üç genç Avrupa güzeli bir araya gelmişti; sarışın, esmer ve o küçük göğüsleriyle saf gençlik enerjisi saçan folloşlar. İlk defa bu kadar sert, bu kadar hoyrat bir orjinalliğe maruz kalacakları belliydi. Gözlerinde hem heyecan hem de çekingenlik vardı ama bedenleri çoktan istekle yanıyordu. İki adam oraya yığıldığında, ortam aniden değişti; hava ağırlaştı, nefesler hızlandı.
Sarışının kıvır kıvır saçları omuzlarına dökülüyordu; o küçük amcığı avuç içinde oyalanırken burnundan hafif hafif nefes çekiyordu. Esmerin yuvarlak poposu, ellerin arasında gezinirken dişi fısıltılar yükseliyordu. Brunettenin taze bedeninde ilk kökleme başlamıştı; adeta yavaş yavaş eritiliyordu, ince bacaklarını açıp sertliğe teslim ediyordu. Yarı suskun, yarı çığlık atar haldeydiler. O deli dolu orgazm havasında herkes birbirine sahip olurken sakso peş peşe geliyordu.
Adamların yumuşak elleriyle vücutlar işleniyor, sert yaraklar içeriye girer girmez inlemeler yükseliyordu. Sarışının amcığını emmek için yarışan dil ve dudaklar acayip bir kargaşa yaratıyordu; ağızdan yanağa bulaşan tükürükler ve ıslaklık birleşip iğrenç ama büyüleyici bir tablo oluşturuyordu. Esmer folloşun amına hapsolan büyük parmaklar onu delirtiyor, sanki her kasılmada daha derine iniyorlardı. Brunettenin yüzünde acı ve zevk karışımı ifadesi kaşıntılı bir bastırma gibiydi.
Dayamalar arttıkça gençlerin bedenleri daha fazla esniyor, derinleşen köklemeyle beraber bağlantılar kopmaz hale geliyordu. Sarışın inlediğinde adamlarından biri poposuna vuruyor, amcığından çıkarmadan yeniden içeri sokuyordu; her hareket üst üste gelerek şiddeti doruklara taşıyordu. Aynı anda diğer adam esmerin boynunu kavrarken başka eller brunettenin göğsüne sahip oluyordu. Her biri olmamış hissi satın alıyor, sınırlarının ötesine taşıyordu.
İlk kez böyle bir saldırıya uğrayan çocukların vajinaları acıyarak genişliyordu ama bu acı anlıktı; zamanla yerini yakıcı bir ısrara bırakıyordu. Kızların boğazlarında boğuk iniltiler yankılanırken kameralar bu vahşi dansa tanıklık ediyordu; sanki hiç durmayacakmış gibi işi azdırıyorlardı. Sonra patlama geldi—sertlik zirvedeydi ve herkes aynı anda boşalıyordu: Sikerken çıkan yüksek haykırışlar, gürültüler ortamı cehenneme çevirmişti.
Bedenlerde ter kabarcıkları oluşmuştu ama kimse durmak istemiyordu; şiddetli kökleme devam ettiçe zarif avuçlarda neredeyse yok edilen masumiyet parçalara ayrılıyordu. Gençliklerini sömürüp onları tam anlamıyla ele geçirirken yaşanan bu katil sikişte kimse kaybetmiyor, sadece fena hâlde deliriyorlardı. Giren çıkan yaraklarla dolu o sahnede çıplak gerçeklik alabildiğine ortadaydı: Üç euro teen’i iki canavar gaddarca parçalayıp son damlasına kadar sıktılar!
