Oda karanlık, ama içinde kopan fırtına her şeyi aydınlatıyor. Gia Love’un nefesi kesik kesik, gözleri kıvılcım saçıyor. Kwang’ın elleri vücudunu didiklerken, terli tenler birbirine yapışmış. Gia’nın amcığı kıvrılmış, dudakları yarı aralı; tam kapanacak gibi ama hazzı daha yeni başlıyor. Kwang sertçe dayıyor içeri, her itişinde Gia’nın acayip inlemesi odanın dört bir yanına yayılıyor. Yarağını dibine kadar sokarken kadının sesinden anlaşılıyor ki bu folloş sikiş kolay kolay unutulacak cinsten değil.
Kwang, azgınca bele tutunup hızını artırıyor. Gia’nın bacakları boynuna sarılı, amcığını dolu dolu hissettiği yerde kuduruyorlar adeta. “Siktir et!” diye bağırıyor kadın, o anın kabullenişiyle birlikte bütün engeller yıkılıyor; Kwang’ın derin ve acımasız köklemesi hiç durmadan devam ediyor. Ağzından çıkan küfürler bu iğrenç ama tatmin edici sahnenin soundtrack’i gibi; yaramazlık ve sapkınlığın en çıplak hali.
Her itişte Gia’nın vücudu titriyor, kalçasıyla ritmi karşılıyor; amcığı öyle ısınmış ki neredeyse eriyecek gibi… Kwang ise boğazına kadar soktuğu o kalın yarağıyla yuvayı dağıtır gibi sikiyor onu. Kadının salyaları çırpınırken yere damlıyor; hiçbir şey umurlarında değil artık. Seksin kirli yüzü ortaya dökülmüş: haşinlik, tutkuyla birleşen vahşi hazlar serpiliyor her tarafa.
Sonunda Kwang içeri boşalırken, sıcak sıvısı dolup taşan amcığa yayılıyor. Gia ağız dolusu ah çekiyor, son gücüyle yarak kafasını tutup kendine çekiyor; o pisamca orgazmın içinde kalan son nefesini veriyor. Bu gece burada bittiğinde bilin ki ikisi de aynı oranda kirlenmiş ve tamamlanmıştı—gerçek bir ayıp sikişinin izleri bedenlerinde kalacaktı uzun süre!