Odada hafif bir gerilim havası vardı; Addie’nin bakışları meydan okuyordu, yumuşak dudakları aralanmış, nefesi hızlanmıştı. Ellerini kızın uzun, ipeksi saçlarında gezdirirken, parmaklarının ucuyla ensesini kavradı, tam gaz içine dalmaya hazırdı. Addie’nin vücudu kıvrılıyor, her hareketinde bedeninin ateşi yükseliyordu. Yarağını çıkarıp kalçalarına bastırdığında, titrek ama istekli bir ses çıkardı. Amcığını ıslatırken gözlerini kitledi ona; “Hadi, öyle bırakma,” dedi. Kız da karşılık verdi: diliyle dudaklarını yalıyor, saksoya hazırlanıyordu.
İlk dalışında sertçe soktu amını içine. Her kasılmayı hissediyordu; kızın derinlerinde patlama yaşanıyordu adeta. Kalçasını sırtına çarparken sertleşen yarak, onun ıslak amcığına ve darlığına meydan okuyordu. Addie’nin soluk soluğa nefesleri odada yankılanırken, kız da iniltisini susturamıyordu artık. Sert ve acımasızdı dayaması; her inleyişinde daha da dayanılamaz hale geliyordu aralarında kurulan o kirli bağ.
Kızın elleri yakasına yapışmıştı, göğüslerini ovuşturuyor, çıldırmış gibi bağıra çağıra zevk alıyordu bu boktan sikişten. Addie ise yavaşlayacak yerde hızını arttırdı; kalçasını vururken kırbaç gibi tok sesi odada yankılanıyordu. Amcığını iyice derine saplarken karnındaki gerginliği fark ediyordu—çok kısa süre içinde patlamaya hazırdı. Kızın bacakları etrafına dolanmıştı; bunu kendi ruhu gibi sarılmıştı onda.
Son anda bıraktığı kontrolü tamamen kaybedip dibine kadar gömdü yarakını; çığlık atan amcık dolup taştı. Sert göğsüne yaslanan kızın nefesi kesilmişti ama yüzünde o katlanılmaz zevkin izleri duruyordu hâlâ. Kalktığında sırtındaki ter kalkmamıştı henüz; birlikte yaşadıkları bu vahşi anın karanlık izdüşümü üzerlerine sinmişti hâlâ…
