Siyah tenlerin parladığı loş odada, iki kadın birbirine açılmıştı. İri sakso elleri saçlarını darmadağın ederken, dudaklar amcıklarınla buluşuyor, hararetli nefesler havayı yakıyordu. İlk temas sertti; diller gözle görünür bir şehvetle birbirine dolaşıyor, dil dövüşüyle tutku alevleniyordu. Kadınlardan biri dizlerinin üstüne çökmüş, diğerinin ıslak amcığını emmeye başladı bile. Dilini sertçe sokuyor, emişi daha da derinleştirirken kadının bedeninde küçük titremeler büyüyordu.
Diğer yandan, saçlarını kavradığı folloşun boynunu çiğneyip inlettiriyordu. Elindeki kalın yarak hızlanıyor, içine girmeye hazır hale gelmişti. Kadının arkası tamamen açık kalmıştı; diğer elini kalçasından kavrayıp hızlı hızlı basmaya başladı. Her köklenişiyle birlikte amdaki ıslaklık daha fazla yayılıyordu. Amcığın içinde sanki ateş yanıyordu; kesintisiz devam eden sikiş her nabızda daha derine kökleyip çıkıyordu.
Kadınlar birbirlerine hakim olmaya çalışırken, birinin dili tekrar o kıvrımlı ve dar deliğe dalıyordu. Parmaklarıyla ambenzin ortasında geziniyor, sertleştirdiği parmaklarını içine sokup çıkararak tempoyu yükseltiyordu. Diğer kadının inleten sesleri odadaki tek gerçeklikti; nefesler iyice kısa ve keskinleşmiş, vücutlar sanki patlamaya hazır bomba gibiydi.
Sonunda o an geldiğinde ikisi de aynı anda kasıldı; amlarının içinde yoğun bir basınç yükseliyor, yumruk gibi sikişiyle beraber külahlara doğru yayılan orgazm kıvılcımları tüm bedeni sarıyordu. Yağlı terler saçaklarından damlıyor, yaramaz bakışlarla birbirlerine kilitlenmişlerdi. İnleyen ve hıçkıran kadınların vücutları hâlâ titrese de sürekliliği bozmadılar; aynı arzu ve gözü karalıkla geceye gömülmüşlerdi. Yalak gibi ıslanmış o sıcaklık artık sadece onların sırrıydı; şehvetin en vahşi haliyle baş başa kalmışlardı.