Alman hizmetçi Lara, ince siyah naylon çoraplarının içinde odaya girdiğinde havada elektrik gibi bir gerilim vardı. Dar kıyafeti vücudunu sarmış, bacaklarının pürüzsüzlüğü ve çorabın parlak dokusu adeta davetkârdı. O masum görünüşün ardında gizlediği yaramazlığı seziyordun; bakışlarında saklı kalan o hırçın arzunun fitili ateşlenmek üzereydi. Lara’nın eli beline kayarken, dudaklarından çıkan inilti benzeri nefesler odanın havasını daha da ağırlaştırıyordu.
Sertçe yaklaşan adam, eliyle çorabının üzerinden yumuşak tenine dokunduğunda Lara küçük bir mırlama sesi çıkardı. Yarağını sertçe sıkarken cızırtılar yükseldi, naylonun altında titreyen amcık ıslanıyor, her dokunuşta daha çıldırtıcı bir hal alıyordu. İnatçı ve acımasız hareketlerle yavaşça çözülen elbiselerinin ardından çıplak bedeni ortaya saçıldı; hassas cildi ışık altında parlıyor, buhar gibi sıcaklığı yayıyordu.
Adamın ağzı sıyrılarak kulağına fısıldadığı terbiyesiz sözler yanında Lara’nın nefesi kaçıyordu. Sopa gibi sertleşen yarakları onun amcığına dayandığında sündürme isteğiyle yanıp tutuşuyordu ikisi de. İlk girerken çıkardıkları patlayıcı ses arasında bedenler birbirini arzu dolu bir savaş gibi oyarcasına sardı. Lara’nın amcığını sertçe kestiren, içine inleyen yarak her dalışta onu daha da delirtiyordu; yumrulara bastırmasıyla çıkan iniltiler yankılanıyordu odada.
Nefessiz bırakacak yoğunlukta olan kökleme sahnesinde karinindeki ritmik kasılmalar dışarıya vuruyor, amcığı her boşalmada derinlemesine kızdırıyordu. Sanki içindeki bütün vahşi arzuyu kusmak istercesine her yeni dalmada bağırıyor, inliyordu Lara. Sonunda adamın amını iyice doldurup dayanılmaz bir boşalmayla birlikte ikisi de patladığında oda sarsılıyordu; ter içinde kalmışlar, birbirlerine saplanmıştı bedenleri.
Lara’nın istekli haykırışlarıyla son bulan bu kirli gece, aslında görünenin çok ötesinde karanlık bir tutkuyu açığa vuruyordu: iplerini koparan acımasızlıkla dolu, yakıcı ve kontrolsüz bir kökleme seansı…
