Öncelikle evin havası ağırlaştı, Alvi Khan’ın ipeksi teni gözlerimin önünde erirken, o sıkı amcığını dişlerimle hafifçe ısırdım. Yumuşacık dudaklarımdan kaçırmadan, nefesini buram buram içine çektiği o anlarda göğsüne yapıştım, parmaklarımı ince bele doladım. Gözleri karardı, arzuyla kıvranıyor; dar amını pörsütmeden elimle şehvetle açmaya başladım. Sıkı kalçasını sıkarak onu mindere yatırdım, kıvrak vücudunu tavana doğru ittirirken içimde büyüyen yarağımı hissedebiliyordu.
Önce dilimi amcığının içine sokup sertçe oynattım. O arada çenesinden tutup yüzünü kendime çevirdim, “Daha derin al” diye hırladım. O da inleyerek diliyle benim yarak başımı yaladı; bu oyunda iki taraf da kaybetmek istemiyordu. Ardından hızlıca üstüne geçtim; kalın yaragımı sarkıtıp onun kupkuru deliğine dayadım. İlk saplamayı sertçe yaptığımda, bütün bedeninin titrediğini hissettim. İtilip kalkarken “Amcığını parçalayacağım” dedim kendi kendime.
Soktum gittim içine bir defa, derin ve acıyan ama bir o kadar da saplanasıydı orası onun için. Dar amcığından kan ter içinde kaldı; ben de her hareketimde kaslarını esneterek o boncuk gibi deliği yaymaya devam ettim. Üstüne her inişimde karnına vuruyor, göğsünden tutup saçlarını çekiyordum. Alvi’nin inleyişleri yükseliyor, “Aman dayama daha hızlı” diye yalvarıyordu artık. Kendi bedenimi kontrol etmek imkânsızdı; her saniye patlamak üzereydim.
Sonunda yavaşlayıp derin bir koçbaşını içine indirdim ve aynen sürmeye devam ettim; ortalığı inleten sesiyle birlikte göğsüme tükürdü. Ben de son gücümla yaragımı oradan çekip sıkıca sıktığım sikisini delice sütledim amının içine doğru. O ise titreyerek şahane bir orgazma vurdu, tüm vücudu kasılıp gevşerken ağızdan çıkan seslerle beni delirtti. Üst üste gelen iniltiler arasında ben de yere yığıldım; geceyi bizim kırmızı sıcaklığımız kapladı tamamen.
