Üstü çıplak, ter içinde kalmış o kızın bedeni ışıkların altında parlıyor, kıvrımları nefes kesiyor. O pis bakışlarla yanağına sümkürürcesine yaklaşıyor, dilini ısırıyor ve cılız da olsa tınıt tınıt eden o gıcırtı arasında yavaşça dudaklarına yapışıyor. Elini belinden aşağıya indirip o sıcak, ıslanmış amcığına dokunduğunda titreme kaçınılmaz oluyor. Kızın gözleri arzu ile yanarken yüzüne yayılan o acı tatlı ifade, daha çok sokmasının işareti.
Elini sertçe kaldırıp arkasına doğru ittiğinde kıçı havalanıyor, kalçaları ortaya çıkıyor ki adamın artık dayanacak hali kalmıyor. İki parmağını hırçınca açıp amcığının girişine sürtüyor; hafifçe direniyor ama sonrasında tamamıyla teslim olmaya mecbur kalıyor. “Daha fazla bekleyemem” diye homurdansa da aslında içten içe bu kaba dayamayı istiyor. Adam çekilmeden önce dudağından çıkan “aç şu çeneni” emriyle kızı yalancı bir itaatle açtırıyor ağzını.
İlk köklendiğinde sesler patlıyor, sertlik bütün vücudunu sarmalıyor. Amcığını yerleştirip, hızını artırırken kızın sesi daha kırıcı, daha bağırtılı hale geliyor. O kocasına verdiği kadar didiklenmemiş beden sonunda teslim oluyor; avuçları yerde kayarken belini çevirip daha derine sokulması için yalvarıyor adeta. Her inip kalkışta amcığı içine girerken yankılanan tok sesler ikisini de diri tutuyor; adam daha sert vurdukça kıçı sertleşiyor, yumuşak ama keskin bir acıyla birlikte zevk dalgaları kabarıyor.
Sırılsıklam olmuş saçlarının arasından akan ter damlaları omuzlarından aşağı süzülürken boynuna göz dikmiş adamın her fırlatışı sanki ruhlarını parçalayacak kadar yoğun ve kirli. Sinek kanatlarını anımsatan ince teni üzerinde çizgiler oluşuyor; hareketler şiddetleniyor ve sonunda o deli dolu kurt kapan gibi çöküyor üstüne. Aynı anda sesler iyice yükseliyor; kız haykırarak zevkin dibinde erirken adam tüm gücüyle amcığını içine boşaltıp son darbeyi vuruyor. Ağır nefeslerle yatakta uzanırken birbirlerine baktıkları andaki kirli gurur, akıllarından silinmeyecek bir iz bırakıyor.