Kızıl saçlı, tombul ve kıvrımlı Adora Bell, yoğun bakışların arasında kendini tamamen teslim ediyor. Kalın ama yumuşak teni ışıkta parıldarken, iri göğüsleri heyecanla kabarıyor. Odanın havası ağır ve keskin; Adora’nın nefesleri derinleşip hızlanıyor. Önce hafifçe dudaklarını aralayıp, dilini yalayarak adeta davetkâr bir işaret veriyor. O an bedeninde patlayacak olan fırtınanın habercisi gibi.
Sert ve acımasız hareketlerle yarak onun amcığını kıyasıya delip geçiyor. Adora’nın göbeği karnına doğru kalkıyor, omuzları titriyor; her dayama vücudunda yeni bir iz bırakıyor. Ağzını açıp inlemeleri boğazından çıkarken, sıcak sikiş dalgaları içini kavuruyor. Amcığı o kadar genişliyor ki adam istediği kadar kökleyebiliyor içine. Kocaman kalçalarından tutup aşağı yukarı çekiyor onu, sert darbelerle oynuyor adeta.
Ama gerçek işkence burada başlamıştı; en sonunda adam yüzüne boşaldığında bütün o hırçınlık ve haz aynı anda patlıyor. Sıcak sıvılar çenesinden aşağı süzülürken Adora’nın gözleri yine de yerden yere bakmıyor; tam tersine bu iğrençlik içinde bile hazzı tadıyordu. Yüzündeki o yapışkan tabaka kırmızı yanaklarını daha da belirginleştirirken, amcığını şiddetle sıktığı elleriyle kendini toparlamaya çalışıyor.
Sonra tüm gücüyle tekrar sıkıştırıyor adam onu; o da acıyla karışık tatlı çığlıklar atarak kendini bırakıyor bu kirli oyuna. Her direnci kırılmış, bedeni uyuşmuş ama ruhu ateşlenmiş… Böylece aşırı sert sikişin sonunda Adora hınca hınç dolmuş bir şekilde bitiriyordu geceyi: Sert köklemelerin ardından yüzü dolu doluydu, nefesi kesilmişti ama hala tam anlamıyla delirmiş gibi arzuyla yanıyordu.
