Üstü başı dağınık, terle ıslanmış vücudu salonun ortasında duruyordu. Kirli bakışları oğlunun genç bedenine kilitlenmişti. Hani evlatlık falan değildiler ama o an hissettikleri, aralarındaki yasak gerilimi alevlendirmişti. Kadının yaramazca kıvrılan kalçaları ve göğüslerindeki sarkık meme uçları, oğlunun delice çalışan kafasındaki her pis fantaziyi tetikliyordu. Oğluysa bir yandan utanıyor, diğer yandan kadının cazibesine teslim olmaya hazırdı. Tüm korkularını bir kenara bırakıp ayaklarının altına alıyordu onu.
Yavaş yavaş kadının eteğini kaldırdı; sıska bacaklarının arasından sarkan sarı saksoyu gösteriyordu ona. Yumuşacık dudaklarını dolayarak amcığını yaladı önce, sonra diliyle gezdirdi orada. Annesinin garip çığlıklarına karışan nefesi kısıldı; o kadar derin soktu ki dilleri birbirine, odanın içi daha da ısındı. Göbeğine doğru inleyen elleri hızlanırken, oğlan sertleşen yarakını kadının sıcak amcığına dayadı yavaşça.
Bir anda bütün utangaçlığı sıyrılıp kendini kaptırdı işe; kadının ipeksi amcığını üstüne aldı, kökledi içine doğru yana yana triplere girdi. Kadın artık direnmiyor, tam aksine ona karşı koymak yerine kapılarının önündeki sınırları aşmasına izin veriyordu. Amcığı patlayana dek arsızca inlediler birlikte; her anında birbirlerini daha fazla azdırdılar ve kaybettirdiler akıllarını.
Sonunda oğlanın deli gibi attığı sikinin dibinde kadın tüm gücüyle kasıldı ve sertçe boşaldı içine büyük bir hazla. Nefesleri kesilmiş halde birbirlerine yapıştılar; kirli arzuların yüzeyde patladığı o an, aralarındaki yasak bağ daha da kuvvetlendiği gibi kimsenin dokunamayacağı kadar özel kaldı. Öylece orada kıvranıp son damlalarını paylaştılar, birbirlerinin acısını ve zevkini çılgınca yaşarken…
