Beyaz teniyle parlayan o devasa poposunu kıvırmış, Luna tahtını bekler gibiydi. Sun Steel’in sert yaraklı dalgaları, o kabarık amcığın orta yerinden girmeye hazırdı. İlk dokunuşlardan itibaren kalınlığıyla derinlere inen o kara kökü, Luna’nın amını hırpalayarak uzayıp gidiyordu. Her sikmenin arasına serpiştirdiği köpüklü teriyle, o kocaman kıç deliği usulca gevşemeye başlamıştı. Yarağının başıyla hem bele hem de kıvrımlı kalçalara bastırıyor, Luna’nın ciğerlerinde yankılanan inlemeleri çekiyatıyordu.
Dayanılmaz bir şehvetle, adamın elindeki basınçla daha da derine kökledi; beyaz etlerin arasında ısısı artıyordu. Bu amcık rezilce açılmışken Sun Steel’in dakikaları uzayan folloşu hızını kesmiyor; her iniltiyi biraz daha keskinleştiriyor, Luna’nın yumuşak feryatlarını yükseltiyordu. Azgınca dayanan bu damarı, sonuna kadar doldururken içten gelen boşalmanın sıcaklığını hissettiriyordu; dakikalar geçtikçe içi sıvıyla dolup taşan o deliğin her kıvrımı şiddetle kasılıyordu.
Sonunda adam karar vermişçesine hızlı ve acımasız bir şekilde aralıktan kendini dışarı attı; Luna ise azgın orgazmın pençesine düşmüş, koca poposunun arasından yayılan sıvıyla beneklenmişti. O çılgın boşalma anında hem batağa batmış gibi amcığı hem de tamamen yırtılmış gibi kalan o sakso deliğiyle adeta debelenip inliyordu. Gözleri kararmış, nefesi kesilmişti ama alınan zevk yüzünden hiçbir şey umurunda değildi artık. Sikişin en ham halini yaşayan bu kadın, kendisinden geçmiş halde titreyerek yere yığılmıştı; bedeninin en mahrem yerinde Sun Steel’in ardında bıraktığı sıcaklık ve tat kalmıştı hâlâ…
