O boş doktor odasında, kapının ardında kimseler olmadığı kesinleşmişti. Erkek, kadını sertçe duvara yasladı; nefesi kesik kesikti, gözleri açlıkla parlıyordu. Kadının beli inceydi, teni terden parlak; o an tüm utançları, çekingenlikleri silinmişti. Yarağını çıkarıp amcığını kadının dar sıcaklığına dayadı önce hafifçe, kadının yüzünde acıyla karışık bir zevk ifadesi belirdi. Yavaş yavaş içine alırken kızın nefesi hızlandı, sırtından aşağıya doğru titremeler indi. Adam arkasına yaslanmadan önce sertçe bastırdı, amcığını iyice soktuğu an kadının dizleri bükülmeye başladı; boğazından çıkan inlemelerle dolup taşıyordu oda.
Kadın kollarını adamın boynundan sımsıkı kavramıştı artık. Sikiş hızla ve acımazcasına büyüyordu. Adam kali kalıyordu içeriye her dalışında; yarağı kadının amcığını bolca açıyor, sertliğiyle içini patlatıyordu resmen. Kadın “Daha hızlı kökle!” diye neredeyse bağırdı ama sesi titriyordu hâlâ. Adam bunun üzerine hemen tempoyu yükseltti; her inmeden sonra çıt diye sesler yükseliyordu odanın sessizliğini delen.
Yaraktan gelen sümükler kadın amını ıslatmıştı iyiden iyiye. Onu bırakmıyor, bir elini kalçalarından tutarken diğer eliyle de saçlarını çekerek kafasını geriye attırıyordu. Kadın da her inleyişte daha fazla savaşıyor sanki adamın içinde zaptedilmez bir yangın vardı ve bunu söndürmek istiyordu yakıcı sikişiyle. Aşağıdan yükselen buharla birlikte adam şehvetten delirmiş gibiydi; vurdukça vuruyor, deli gibi kökleyip sonunda çatlamaya ramak kala sesi bile değişmişti.
Sonunda erkek tüm gücüyle tek seferde vurdu kıza, amındaki damarlar belirginleşmişken son dalışıyla beraber kadın çığlık attı, dizlerinin üstüne çöktü neredeyse boğulacak gibi soluyarak yerdeydiler artık. Odaya yayılan kokular ve ter hepsi deli dolu bir sevişmenin kanıtıydı… Böylece o boş doktor odasında kontrol tamamen kaybolmuştu; bedenler birbirine esir olmuştu sert ve bitimsiz bir tutkuda…
