Üç kuruşluk küçücük o çapkın kız, utangaç bakışlarının arkasına saklanırken, teni buz gibi ama içten içe yanıyor. İncecik bedeni, ilk defa böylesine sert ve pis bir oyuna sokulmanın verdiği karmaşayla titriyor. Yarağını kaşıyan eli biraz daha cesaretleniyor, alt çenesi hafifçe titrerken dudakları aralanıyor; bu sikişin içinde kaybolmak istiyor aslında. İlk dokunuşta kalbi deli gibi atarken, sert dayamanın ritmine uyum sağlamak zorunda olduğunu anlıyor. O ince beli kavrayan güçlü eller, her çekişte derinlere iniyor, amının içinde hırçınca dönerken nefesi daralıyor.
Gözleri kapalı, beyninde tek düşünen yumuşacık amcığına giren o kalın yarak; her inip kalkmada kemikleri sarsan bir sırıtış yayıyor yüzüne. Azgınlık diz boyu… “Daha hızlı…” diye mırıldanıyor ama sesi titrek, ne kadar çekinse de yaydığı hormon kokusu etrafa yayılıyor. Her folloş hareketiyle içini yakıp kavuran o sıcaklığı hissediyor; amcığını tırmalayan tırnaklar bile onu delirtiyor artık. Dikleşmiş hayvan gibi kökleyen yaramaz oğlanın kaba saba dokunuşlarına karşı koyması mümkün değil; her dayamada azdırıcı bir inilti kopuyor dudaklarından.
Sırtüstü yatırılmışken bedeninin kontrolünün tamamen başkasında olduğunu fark ediyor; karnından başlayıp kasıklarına kadar yayılan o yoğun zevk hücumunun altında eziliyor. Amının deli gibi genişleyişi ve sertleşen yaramaz dikeni arasında gidip gelirken nihayet patlamaya hazırlanıyor. Ağzından kaçan boğuk haykırışlarla birlikte içine boşalmanın o muazzam anı geliyor üstüne; bedenini titreten vajinal sıvılarla karışmış spermlerle dolup taşarken kendinden geçiyor. Sürtünmeli kökleme sonunda onu esir alıyor, azgınlığın sınırı yok artık; gece boyunca belleğine kazınacak o pislikli anlar silsilesi ilk kez böyle keskin yaşanıyor.
