Üstsüz, eski püskü kanepeye yayılmış o güzelim nymphenin vücudu ışıl ışıl parlıyordu. Kıvrak bedenine yayılan ince ter damlaları, onu daha da çekici kılıyordu. Önce dudaklarından çıkan keskin nefesler duyuluyordu; arada dilini sokup ıslaklığını arttırıyor, karnındaki hafif titremeyle heyecanını saklayamıyordu. Yarağını sıkıca kavrayan adam, kızın göğüslerine inen sert elleriyle onu yerinden oynamayacak şekilde tutuyordu. Her hamlede amcığını onun yanaklarına sürtüyor, sonra birden daldığı amcık içine doğru bastırıyordu.
Kızın kıçını sımsıkı kavrayıp yatağın kenarına doğru ittiğinde yüzünde deli bir arzu vardı. Saksoyu alabildiğine açmıştı; işte tam o an, adamın kalın yarak ucu sönmesini bırakmıyor, amıcığa ağır ağır gömülüyordu. İçerideki sıcaklığı hissettikçe kız diliyle karına ve amcığın duvarlarına vuruyor; her dişi hareketinde sesleri daha da yükseliyordu. Sert dayamalarla birlikte “Ah ulan!” diye haykırıyor, yumuşacık kıçı üstünde belini kaldırıp gerginleşiyordu.
Yavaş yavaş hızlanan kökleme tam anlamıyla sapıtma aşamasındaydı. Adamın kaba eli göğüslerini zorlarken, diğer eliyle kızın saçlarını arkaya çekip boğazına doğru sertçe bastırıyordu. Bahsettiği bu tutkuyu karşılıksız bırakmayan kız, nefes nefese “Daha fazla istiyorum” diye bağırırken yarak amıcığının sınırlarını zorluyordu. İki beden birbirine yapışmış; aralarından çıkan ısrarcı sesler ve ıslıklar odanın dört bir yanına yayılıyordu.
Sonunda belgeler gibi tüm gerilim doruğa ulaştı. Adam yoğun tempoda köklüyor, kız ise gözlerinden yaşlar gelene dek inliyordu. Dili dışarıda ve yorgun düşmüş beden bütün gücüyle teslim olmuştu. Peş peşe gelen coşkulu boşalmalarla adam amıcığını sonuna kadar doldururken, kız ise katmerli zevk dalgalarıyla adeta eriyip gidiyordu. O an ikisi için de sadece acımasızca ve hırçınca sikişmekten başka hiçbir şey yoktu; sınırlar zorlanmış, tüm hararet serbest kalmıştı.