Üstü çıplak, terleyen güzelliğiyle odaya yayılan seksapel, doktorun sert ve kalın yarığını gördüğünde gözleri parladı. Ufak, çekici dudakları hafifçe aralanırken nefesi hızlandı; o an her şey kontrol dışıydı. Doktorun ağır adımlarla yaklaştığı anlarda bedeninin her kıvrımı ona doğru çekiliyordu. Elini beline koyup sıkıştırdığında, tenlerinde çıtır çıtır bir elektrik oluştu; o amcık bu sertliğe aç bir kapıya dönmüştü.
Doktor önce dudaklarını onun boynuna bastırdı, sertçe ısırdı, biraz da acıya çalan ama keyif veren bir baskıyla. O sırada kızın amcığından inleyen derin ahlar yükseldi. Hemen ardından dizlerinin üstüne çöktü; ince ve pürüzsüz göbeği parıldıyordu. “Sana nasıl dayasam istiyorsan öyle,” dedi adamın sesi tok ve kararlıydı. Kadın hiç bekletmedi, dizlerini açtı; ağzını yumuşakça yarığa götürdü, dilini sürttü, ısırıp emdi. Yarağın başı ufaktan ıslanmış salyasıyla parlarken adam hızlıca elini kaptı ve o kadife dildoku arasında gezdirdi.
Sonra yer değişti; kadın sırt üstü yattı, bacaklarını omuzlarından geçirdi ve onu tam içine aldı. Daracık amcık yavaş yavaş genişleyip dolarken yüzündeki hazzı saklayamıyordu. Sikiş derinleştiğinde boğuk iniltilerle birlikte bedenleri patlayan volkan misali birbirine kilitlendi. Her köküşte kadının amında yankılanan sıkışmalar artıyor, adam ise daha vahşi ve sapkın biçimde giriyordu içine. Dudağı ısırıyor, avuçlarıyla poposunu sıkarak her dalgayı daha da şiddetlendirmek istiyordu.
Zamanın unuttuğu yerde sert kökleme hızlandı artık; terden sırılsıklam vücudu ile elleri ne varsa kavuruyordu; saçlarını çekiyor, boynunu dişliyordu hatta bazen suratına tükürüyordu kadının nefesi kesilecekmişcesine inliyordu arkasından… Zirveye yaklaşırken gözleri büyüdü kızın; sıcaklık tüm bedeninde patlayıp sapıtıyordu. Sonunda adam büyükce boşaldığında kızı yerinden zıpırlatırcasına kökledi içini; o amcığın tüm kasları gevşedi ve baygın düşecek gibi oldu ama orada kalan tek gerçek dayanılmaz zevkti—bütün acılar unutulmuştu artık…
