Marierocks, o kıvrımlı ve diri vücuduyla odanın ortasında duruyordu; iri göğüsleri neredeyse her hareketinde sarkıyor, seksapelini pervasızca sergiliyordu. Gözüne kestirdiği erkekteki açlığı hissediyordu; bakışlarıyla adamın içindeki hayvani arzuyu kamçılıyordu. Ellerini yavaşça göğsünün üzerine götürüp sertleşmiş memelerini sıkarken, dudaklarını aralayıp derin bir iç çekişle inliyordu. O an her şeyiyle hazırdı; burnundan nefesi kesilen adama doğru yürürken topuklu ayakkabılarının sesi odada yankılanıyordu.
Adamın elleri tereddütsüzce beline dolanırken, Marierocks kalçasını ona yasladı ve gırtlağından gelen ağır nefeslerle onu provoke etti. Kollarını sımsıkı sardığında, vücudundaki sıcaklık iki katına çıktı. Memelerinden tutup sertçe sıktığında, kadının yüzünde acı ve haz karışımı bir ifade belirdi. Yavaş yavaş diz çökerken amcığını dudağıyla buluşturdu; diliyle kamasını likit eden kadın, öfkeyle yalanmıştı o iri döl yatağını. Sakin değildi bu folloş; içine tırmanan kökleme isteği kabarıyor, bırakmıyordu kendini.
Birdenbire ayağa kalkıp omzunu duvara dayadı; adam amına sakso yapmaya başladı, dilini kaydırdıkça kızın içinde elektrikler patlıyordu. Kadının bacakları titriyor, karnında yumruk vururcasına şiddetli dalgalar hissediyordu. Adamın yarak başı girmeye başlamıştı amına; hızlı hızlı sokuyor, zorlayarak genişleyen amcığını inletiyordu Marierocks. “Daha hızlı… daha sert!” diye bağırıyordu kadın, sesi kıvranmadan kopuyordu boğazından. Ama adam boyun eğmedi; azgınca bastırıyor, sanki onun bedenini parçalayacakmışçasına kökleyip duruyordu ısrarla.
Sonunda dayanılmaz noktaya vardılar ikisi de; kadın çığlıklar atarken adam çılgınca boşaldı içine. Vücutları birbirine kenetlenmişti; terler birbirine karışıyor, bedenler sarsılıyordu ritmik şekilde. Marierocks son damlasına kadar o anı yaşadı: acılı ama tatmin edici bir sikme seansıydı bu—bir anda hem köklendi hem de hükmetti sengiline…