Bald Zac Wild, kalın bıyıkları ve sert bakışlarıyla odanın köşesinde dururken, Azul Hermosa’nın dövmelerle kaplı yanına yavaşça yanaştı. Kadının iri göğüsleri nefesini kesiyor, vücudu çılgınca arzuluyordu. Zac’nin ellettiği her nokta, Azul’un cildi altında elektrik gibi yayıldı; tenlerinin dokunuşu acıyla zevk arasında gidip geliyordu. Azul, sert sakso yapması için adamın yarak kafasını yakaladı; dudakları arasında keşfettiği sıcaklık yüzünden burnundan aheste aheste soluklar çıktı.
Zac, beyaz tenindeki siyah mürekkeplerle işlenmiş dövmelere hayranlıkla baktıktan sonra kadının amcığını açmak için acele etmedi; önce boynundaki kusursuz çizgileri öptü, dilini derinlere iterek onu delirtti. Daha sonra mızmız mızmız inlemeye başlayan Azul’u yatağa doğru çekti. Kadının sırtına indi, avuçlarını göğüslerinden ayırmadan sertçe emmeye başladı. Sanki içinden sabırsızca geçmek isteyen devasa bir yılan gibi yarak hızını iyice arttırdı.
Azul’un amcığı gözler önüne serildiğinde Zac durmadı, iki parmağını acımasızca sokarak kadının dar deliğini hazırlamaya koyuldu. Yavaş ama emin hareketlerle içeri girerken onun inlemeleri odada yankılanıyordu. Sonra aniden tüm gücüyle gözü dönmüşçesine kökledi; kadının arkasında dikleşirken her dal darbede Azul’un bağırışları daha da keskinleşti. Ter damlaları suratlarından süzülürken ikisi de zevkin karanlık sınırlarında kayboldular.
Zac’nin yamuk yamuk kökleyişi ve Azul’un yanan çığlıkları birleştiğinde oda sarsılıyor gibiydi. Birbirlerine sıkıca sarılmışken adamın son hamlesiyle kadın zorlama bir orgazmın kıyısına geldi; bedeninin her hücresi sıkıştı, inanılmaz şiddette titreşti. Ardından Zac ağzından kükreyerek amını boşalttı; sıcak sıvısını derinlerde bırakarak sağı solu karıştırdı. O anda ikisi de bilinmez hazların dibine vurmuştu; çıplak bedenler ter içinde birbirine kenetlenmiş biçimde kalakaldılar.
