Eski usul lezbiyenler birbirinin amına abanıp kuduruyor

0 views
|

Üstü çıplak iki kadın, eski usul bir odanın loş ışıkları altında birbirlerine sıkıca sarılmışlar. Biri incecik bedenini diğerinin kalın kalçasına bastırırken, nefesleri hızla karışıyor; aralarındaki elektrik gözle görülür şekilde havada kıvılcımlar saçıyordu. Kadınlardan biri, avuçlarını diğerinin sarkmış amcıklarına gezdirip parmaklarıyla hafifçe açarken, dudakları da dudaklarını ve boynunu didikliyor, sarksoyu yavaş yavaş ıslatıyordu. Diğerisi ise hareketlenip diz çökerek karşısındakinin dar aralığını diliyle yalama hırsına kapılmıştı.

İkisi de birbirlerinin koynuna dalmış; parmaklar amcığın içine girip çıkarken, dilleri ve dudakları eş zamanlı olarak o bölgeyi sömürüyorlardı. Sertleşen yaraklarını bir an olsun boş bırakmıyorlar, hatta elleriyle birbirini kışkırtarak azdırıyorlardı. Sonra önde duran kadın yere yatıp bacaklarını açınca folloşu alttaki kadının ağzına iyice yerleşti. Altındaki kadın dilini kullanarak sapını köklüyor, sert hareketlerle emiyor, her seferinde inlemeler yükseliyordu.

Yavaş yavaş tempoyu arttırdılar; ağızdan ağıza geçişler olurken dallanan dili kayganlaşan amcıkların arasında dolanıyordu. Kadınlardan biri diğerinin sırtına dayanınca geri kalan yarakını çıkarıp kollarıyla kavradı; altındakiyi ters çevirdi ve hemen derinlerden gelen bir dayamayla dardı amcığına girdi. İki beden sıkıca birleşirken, ağır nefesler arasında içten gelen iniltiler şiddetle patlamaya başladı.

Kökleme hızı katlanarak arttı; her itişte amcık yırtılır gibi açılıyor, yüksek seslerle yakarışlar yükseliyordu. Kadınlardan biri sertçe belini oynatırken diğerinin tahrik olmuş eli kendi yarakını sıktı ve ağzına götürdü. Orada emdiği her damla zevkle dolu sıvıdan sonra kendini daha da kaptırdı işine.

Son darbede ikisi aynı anda fırladı; vücutları titriyor, iç çamaşırlarının arasında kaynayan ateş birden patlama yaptı. Amcıkları sarkarcasına gevşerken dudaklarında acayip bir tat vardı; henüz bitmemiş ama artık tam anlamıyla teslim olmuşlardı bu vahşi tutkulara. Sessizliğin içinde sadece ağır nefes alış verişler duyuluyordu; iki kadın eski ahşap zeminde bırakılmış tenlerin izleriyle yan yana yatıyordu artık…