Odaya girdiği anda havası değişmişti; Gia Love’un gözlerinde yanan o kirli arzu, Kwang’ın sert bakışlarıyla birleşerek ortamı yakıyordu. Kapı kapandığında kıyafetler bir bir yere saçılıp, deri koltukta kendini teslim edişin sıcaklığı başladı. Gia’nın dudakları, Kwang’ın boynuna yapışırken, dilinin ucuyla amcığını yalayıp ısırması anın sertliğini artırdı. Kwang’ın elleri omuzlarından göğüslerine, oradan bele indiğinde kadın titreyerek karşılık veriyordu; her dokunuşta içindeki sakso isteği kabarıyordu.
Yatak odası karanlığa bürünürken, cildinde dolaşan ter damlaları ve nefes nefese kalan ikili arasında gerilim dayanılmazdı. Gia’nın kolları arasına sıkışan yumuşak beden, Kwang’ın dipten gelen köklemesiyle titriyor; ince beli kavrayan eller onun acıya yakın haz duyduğu noktaları keşfediyordu. O yoğun ritimle amını her defasında içine alıp çıkarıyor, inleten hareketleriyle kadının boğazına kadar gelen iniltilerini tetikliyordu. “Daha sert,” diye hırladı Kwang, ani bir hamleyle kalçasını kaldırarak derinleşen dayamasını artırdı.
Gia da pes etmeden karşılık veriyor; amcığını saran zorlayıcı sokuşlarla beraber sıkı kaslarını sıktıkça, iki bedenin birbirine yapıştığı o çıldırmış anlar büyüyordu. Dudaklarından çıkan basit kelimelerden öteye geçemeyen ahlar ve inlemelerle oda dolarken aralarındaki çekim ateşi daha da parladı. Kwang elini saçlarına geçirip başını geriye attığında, bu gece hiçbir şey durmayacak gibiydi. Sonunda aşırı yoğunlaşan köklemeyle birlikte Gia önce amında sonra dudaklarında patladı; karnına yayılan dalgalarla tamamlanan şiddetli boşalma sesi odada yankılanıyordu.
Kwang yavaşlayıp uzandığında ise tam anlamıyla teslim olmuşlardı; bitkin ama hala tutku dolu bakışlar birbirine kilitlenmişti. İkisi de biliyordu ki bu pislik dolu sevişme gecesi hafızalarından silinmeyecekti.
