Üzerinde kalem lekeleri olan gömleği terden sırılsıklam olmuştu. Ofisin köşesinde, ışığın azaldığı soğuk ortamda, o çelimsiz çocuk, o ince suratlı hırsız, umutla bekliyordu. Gözlerinde saklı bir arzu vardı; içine hapsettiği hevesle dolup taşan bir açlık… O an geldiğinde vücudu titredi, yavaşça yaklaştı kıvrak ve kıpır kıpır adımlarla. Kadının şehvetle parlayan gözleriyle karşılaşınca nefesi kesildi. Ağzını araladı, biraz ter kokusu saldı havaya. Susmuştu, boynunu kaldırarak bu pis arzuyu içine çekti.
Kadın oturduğu yerde hafifçe eğildi, bacaklarını yavaşça açmaya başladı. İnce çorabın üstünden kaydırdığı parmakları o an adamın ciğerlerine işledi. Ellerini cebinden çıkardı; gömleğin düğmelerini birbiri ardına çözdü, göğüslerinin kavisleri ortaya çıktı. Onun önünde diz çöktü çocuk; titreyen elleriyle kadının eteğini yukarı çekti, amcık tüylerini nazikçe okşadı önce. Islaklığın kıvrımlarında gezinen dilini hissettikçe bedeninin ateşi iyice yükseldi.
Yarığını emmeye başladı sertçe ama tutkulu; kadının nefes alışları hızlandı, bedenini onun sert dokunuşlarına bıraktı. Çocuk için sadece bu an vardı; başka hiçbir şey önemli değildi artık. Kadının ıslaklığı dillerinin dansıyla birleşirken o ufak yaramaz eller hızlandı, daha derine inmek istedi onların arasında. Sıkıca sarıldığı kalçalarından sık sık sesler çıkıyordu; “Daha…” diye fısıldadı kadın boğuk boğuk.
Birden kalktı çocuk ayağa; belinden kavradığı büyükliği geceye saldı hızlıca. Kadının dizleri üstüne geçip yere yattığı anda onu yakaladı kendine doğru. Yarası kızarmış amcığını amının içine hırçınca dayadı, kadının bedeninde yankılanan tatlı ağlamalar yükseldi ortama belli belirsiz haykırışlar gibi… Kökünü tam yerleştirip kalçasını sertçe sallamaya başladı çocuk peş peşe; her itişte kadın daha fazla inledi, karnını yumruklayan acıyla karışık zevkten titriyordu.
Nefes nefese kaldılar birlikte orada; sertliğin dibindeydi artık ikisi de… Çocuk son hamleyi yaptı; amacını aldıktan sonra tüm gücüyle kuyruğunu kadına dayayarak boşaldı içinde sessizce söylenerek… Kadın ise bitkin bedeni üzerinde serilmiş yatarken ağır ağır nefes alıyor, kirli geceyi birbirlerine armağan ettikleri o tarifi imkânsız dakikalarla taçlandırıyordu hâlâ…
