Maki, incecik boynu ve parlak siyah saçlarıyla odaya yayılan cazibesiyle duruyordu. Gözleri aralıktı, dudakları hafifçe aralanmış, alttan altta sinsi bir arzuyla bakıyordu. Yarağını sertleştirmiş adamın önünde diz çökmesi an meselesiydi ve bunu biliyordu; içindeki ateşi daha fazla saklamaya dayanamazdı. Ağzını yavaşça açıp, ıslak diliyle alt dudağını yalarken, adamın dev gibi yumuşacık sarkıntısını buruşturup dudaklarının arasına aldı. Hemen ardından dilini tırnak izlerinin üzerinden acımasızca gezdirirken, amcığını derinlere çekmek için boğazını gevşetti.
Çenesi titriyordu ama Maki’nin gözlerindeki kararlılık kirden besleniyordu; kötü çocukların pezevenk oyununa gönüllü kurban olmaya hazırdı. Sadece damak değil, yanakları ve boynunu da kullanarak yarakla canavar gibi oynadı; güçlü emişleriyle adamın inlemelerini tetikledi. Her folloş hareketinde dudaklarının sıkıca sardığı yarağın ucunu dişlediği anda adamın nefesi kesildi. Sonra amcığını avuçladı, parmaklarını sürgü gibi aşağı yukarı yürütürken ağzının içinde dans ettirdiği kara dilinin şehveti kabartması için elinden geleni yaptı.
Başını yukarı kaldırıp yaramazca göz göze gelerek “Daha derine istiyorsun değil mi?” diye fısıldadı. Adam sadece karnından vururcasına tok bir homurtuyla cevap verdiğini belli etti. Maki arkasına yaslanmadı; aksine hızlandı ve adamı titreten serin boğazında yarığın her santimini keşfetmeye başladı. Boğazının zirvesine kadar çektiğinde neredeyse kusacak gibi oldu ama bu acı tatlı zevk onun sınırlarını zorluyordu. Her seferinde geri çekilip tekrar dalıyor, şiddetle köklüyor ve nefessiz bırakıyordu karşısındaki adamı.
Sonunda yaramaz diliyle sonunda yumurtalarına inip orayı da unutmadığını gösterdi, shemaleercesine sertçe tutup ağzında kıvrandırmaya başladı. Adam artık tutamamıştı kendini; gövdesini geriye atarken çıkardığı kızgın inilti odanın duvarlarında yankılanıyordu. Maki son hamlesi olarak yarağı tüm gücüyle derin yutkunup boğazında patlatırken hırıltılı nefeslerle titredi. O an odaya yayılan tek şey Maki’nin onu inletişiydi; hem istekli hem acımasız, tam anlamıyla sapıkça bir kökleme yaşanmıştı orada.