Üstü başı sıvazlanmış, kalçasını hafifçe kıvıran Keisha Grey, o kaburgalarına kadar uzanan kıvrımıyla adeta davetkâr bir dansa başlamıştı. Dredd keskin bakışları ve iri azgın yaragıyla ona öyle yaklaşmıştı ki, vücudu titriyordu; amcığının ne denli ıslak olduğunu hissetmek için bile zorlanıyordu. İlk dokunuşlar sertti, acımsı bir baskı gibiydi ama onun içine doğru yavaş yavaş ilerlediğinde Keisha’nın nefesi kesildi, gözleri hafiften aralandı. O anal işkenceyi sonuna kadar hak ediyor gibiydi; Dredd’in azgınlığı öylesine agresifti ki, her köklüyüşüyle içini parçalıyordu.
Dredd, parmaklarını amcığının kenarlarından geçirirken Keisha’nın vücudu yumuşuyor, küçük iniltileri daha da belirginleşiyordu. “Seni ne hale getireceğim,” der gibi dişlerini sıktı ve ardından sertçe bastırmaya başladı. Sadece dokunmuyor, içine girip çıkıyor, her iniltiyi kayıt altına alıyordu. Yarağını iyice ısıtmıştı; ağzında Keisha’nın dudaklarında bıraktığı ıslaklık vardı. Kadın bu sertlikten kaçamıyor, bedenini tamamen teslim ediyordu.
Dredd köklüyü sıklaştırdığında amcık yanıyordu ama o yakıcı acıya rağmen inlemeye devam ediyordu; artık bu dayanmaktan çok sikişin en çıplak haliydi. Azgınlık kat be kat yükselmişti; hızı artırdıkça Keisha’nın kıçındaki tüm kaslar gevşemeye başlamıştı ama Dredd durmuyordu. Her kökleyişinde derinlere iniyor, yumuşacık amcığını bembeyaz terle donatıyordu. Boğazından boğaza gelen nefesler arasında mırıltılar duyuluyordu: “Daha sert… daha hızlı…”
Son patlamaya doğru her şey kontrol dışına çıkmıştı. Dredd’in yaragı dibine dayanmışken kadın kendini bırakıp büyük boşalmayı yaşamaya başladı. Amcığı önce kasılıp sonra ritmik titreşimlerle sarsılırken haykırıyordu; “Amını parçaladın lan!” diye bağırdı neredeyse. Dredd ise dayanamadı ve sonunda en sert köklemesini yaparak bütün gücünü içine boşalttı; sıcak sıvıları Keisha’nın içini doldurduğunda ikisi de kan ter içinde kalmıştı. Son nefeslerle birbirlerine bakarken orada yaşanan kabusun doyumsuzluğu hâlâ vücutlarında yankılanıyordu.