Odanın loş ışıkları altında, kameranın karşısında kıvranan o esnek beden, her hareketiyle damarlarında dolaşan hazzı dışa vuruyordu. Tüy gibi hafif süzülen el parmakları, incecik beli boyunca aşağı iniyor, sarkık göğüslerini aralayarak amcığını avuçlarına alıyordu. Ekrandan yayılan sıcak nefesler gibi, yumuşak ama sert dokunuşlar cildi ürpertiyordu. Titrek dudakları saksoyu yalayarak ısırıyor; içinde biriken arzu kıvılcımlar halinde yükseliyordu.
Gözleri kapalıydı ama bakışları içten içe yanıyordu, her an köklenecek sertliği bekliyordu. Parmak uçları arasında hissettiği yarak hızla kalp atışlarını tetikliyor, duyduğu en çıplak ve kaba arzunun tuzağına düşüyordu. Kamera onun bu çaresizliğini kaydederken o da daha çok içselleştiriyordu şehvetin ağır yükünü. Dizlerinin üzerinde titreyerek açtığı amcığını yamultuyor, içine girmeye hazır olan hayalî yumuşaklığı çağırıyordu.
İşte şimdi! Parmaklar cildini delip geçerken o sarkıtıp çekilen kalçalarla ritim tutmaya başlamıştı. Her kökleme darbesinde derinlere doğru iniltiler yayılıyor; amcığın içi dolup taşıyor, en dipteki hazda patlamaya hazırlanıyordu. Sıkılaştırdığı bacaklar arasında elim gibi kayan yarak dayanılmaz bir şekilde ileri geri hareket ederken bedeninin her zerresi çığlık atıyordu. Gözyaşı gibi ter damlaları alnından süzülürken boğazından gelen ıslık sesleri odada yankılanıyor; sanki kendine eziyet ediyor ama vazgeçmeye niyeti yoktu.
Sonunda kopuş anı geldiğinde bütün varlığı titriyor; ağzından çıkan kısa ve boğuk iniltilerle birlikte bedenini ikiye bölüyormuşcasına boşalmaya başladı. Yaraktan fırlayan sıcak sıvılar amcığını parçalarken o tüm gücüyle sarsılıyordu. Gözleri kararıp birkaç saniye donuk kaldıktan sonra tekrar uyanır gibi oldu; artık sadece kendine ait olan ve kontrol edilemeyen bir zevk girdabına kaptırmıştı kendini tamamen…
