Maya Morena, iri göğüsleriyle karanlık odaya girdiğinde güvenlik görevlisinin gözleri hemen üstünde kaldı. O devasa memeleri sanki onun her hareketini ateşe veriyordu; vücudu tam bir iblis fantezisi gibiydi. Gözetleme kamerasının şiddetli ışıkları altında soğuk bir odada soyulmaya zorlanırken, titremesi sadece ürperti değil, içinde bir yerlerde beliren cinsel uyanıştı da. Güvenlikçi adamın sapık bakışları Maya’nın bedenine kilitlenmişti; elleri göğsünden aşağı kayıp incecik beli ve kalçalarının kıvrımlarında duraksıyordu. Kadının ciğerlerine işleyen nefes alışları, o an yaşanan gerilimin çıplak ifadesiydi.
Kadını ters köşeye yatırdı; sert ve acımasızca elleriyle amcığını çıkarıp Maya’nın sulu amcığını yalayarak başlattı işkencesini. Yumuşacık dudaklarını ısırıyor, derinlemesine sakso çekiyor, arada sırada sertçe dişlerini geçirerek onu delirtiyordu. Maya’nın ayakları havaya kalktı, bedeninin her kası titreyerek saksoyun hazzına teslim oldu. Ardından adamın kaba eli güçlüce kalçasına inip gömüldü içine; yavaşça başlayıp giderek hızlanan kökleme hareketleriyle içerideki ıslaklığını artırdı. Her dayama sesi odada yankılanıyor, Maya satır satır eriyordu.
Görevlinin yüzündeki sapıklık tamamen açığa çıktı; sertleşen yarakla kadının deli gibi amcığını dövmeye başladı. İri memeler hızlı hızlı sallanıyor, kızın boğazından boğaza çıkan iniltiler sapkınca yükseliyordu. Kadının elleri yerdeki soğuk zemine çarpıp kendini tutmaya çalışıyor ama dayanacak hali kalmamıştı bile. Bastırdıkça bastıran adam iyice soktu içine yaraklığını, her seferinde biraz daha derine inerek Maya’nın tenini çizdi neredeyse.
Sonunda kadın sinirlerinin son noktasına ulaştı; ağzından çıkan vahşi iniltiyle birlikte bütün bedeni kasıldı ve yürek parçalayan bir orgazmla çöktü yere. Adam da ardında bıraktığı harabede köpürerek boşaldı içine. İkisi de ter içinde, mahvolmuş ama aynı zamanda tatmin olmuş vaziyette orada öylece kaldılar: kirli arzuların esiri olmuş iki ruh…