Doktor Danny D, o beyaz laboratuvar önlüğünü sertçe çıkarırken gözlerindeki kararlılık ve hırslı bakışlar masanın üzerindeki folloşa kilitlenmişti. Alyssa Reece’nin vücudu, mavi kıyafetlerinin altında cazibenin dibine vuruyordu; dudakları hafif aralıktı, nefesi hızlanmıştı. Danny yavaşça yaklaşıp onun üzerine kapanırken, elleri masanın soğuk yüzeyine yaslanmış kadının bedenini tamamen kontrolüne aldı. Her bir hareketiyle güven veriyor, aynı zamanda acımasızca hükmetmeye niyetlendiğini belli ediyordu.
Lab önlüğü yerleştikten sonra büyük ve kalın sikisi dışarı çıktı; uzun zamandır beklediği gibi, dolgunluğu karşısındaki folloşun amcığını darmadağın etmeye hazırdı. Alyssa’nın bacaklarını azar azar açarken üstündeki baskıyı artırdı; nefesleri birleşip havayı gerginlikle doldurdu. Danny’nin sert ve acımasız koşturmasıyla beraber devasa yarak, Alyssa’nın sıkışmış amcığını zorlayarak içine girerken kat kat kayıtlar yankılanıyordu. Kadının sesi inlemeye döndü, ama o anlarda dayanıklı durmaya çalıştı; sapasağlam ayakta kalmakta kararlıydı.
Her itişte yarak derinlere indi, kasıklarının içine sardı amcığını. Doktorun elinin sertliğiyle teni narin parmaklarını kavradıkça Alyssa’nın vücudu çıldırmaya başladı. Sertlikten kaçamıyor, her defasında daha fazla içeri çekiliyor ve dayanmaya çalışıyordu. Danny hızını artırıp sikişi kırmadan devam ettirdi; içten gelen çığlıklar ve ısırılmış dudaklardan yükselen iniltiler ortamı harlı ateşe çevirdi. Amcığın her kökleyişinde masanın üzerinde titriyordu kadın; bütün bedeni bu kabullenmeyle bükülmüş, kendini kaptırmıştı.
Sonlara doğru Danny güçlü bir şekilde köklemeye devam edip son kez derinliklere vurduğunda Alyssa’nın bütün direnci kırıldı; amcığı sımsıkı kavranıp boşaldığında yerde yankılanan boğuk nüfuz sesleriyle ikisi de patladı. Vücutları ter içinde kalmış, nefes nefese çökmüştü ama aralarındaki bu vahşi kökleme hiç bitmemişçesine yoğunluğunu koruyordu. Doktor lab önlüğünü yeniden giymeden önce son kez cicili bicili kızın saçlarından tuttu ve “Seni böyle sevdim” diye homurtuyla fısıldadı; hem sahiplenmenin hem de hakimiyetin tok sesi odada yankılandı.