Öncelikle Lina Sun’ın kıvrak vücudu hiç olmadığı kadar gözler önündeydi; sarı saçları dağınık, yüzünde alaycı bir gülümseme vardı. Yatakta belini hafifçe kaldırıp sırtüstü yatarken, elimdeki yarak gitgide sertleşiyordu. Lina’nın amcığını izlemek bile yetiyordu beni deliye çevirmeye. Baş parmağımı amının içine hafifçe dokundurduğumda, sıcaklığı ve ıslaklığıyla bedenin bütün engellerini yıkmaya hazırdı sanki.
Birden bire Lina dizlerini açarak beni daha fazla bekletmedi; göğüsleri dik, meme uçları sertleşmişti. Elimi hızla oradan alıp onun amcığına dayadım, parmaklarımı içine sokar sokmaz acı ile karışık bir zevk çığlığı yükseldi ağzından. Yarım yamalak boğuk nefesler arasında “Daha hızlı… Dayan!” diye yalvardı adeta. Ben de boş durmadım; parmaklarımı kökleyerek derinlere soktum, aynı anda dilimi kullanıp dışarıdaki hassas noktayı yaladım.
Lina neredeyse çıldırıyordu, kendini benim ellerime bıraktı tamamen. O esnada yaram iyice ayağa kalktı, boğazdan gelen sert nefeslerle birlikte onu göğsünden aşağı doğru sürttüm ve aniden sırtını yatağa bastırdım. Ellerimle kalçalarını kavrayıp sert hareketlerle içine girdim; her iniltisi öfkeyle karışıkydı, sanki beni defalarca çağırıyordu o deli gibi. Arkası bana dönük haldeydi ama sesi her seferinde odanın içinde yankılanıyordu: “Kökle… Amcığımı parçala!”
Hızla dalga dalga ilerledim içinde. Lina’nın terli teniyle benim terim birbirine karışmıştı. Karnına vuruyor, kalçasını sıkıyor, tüm gücümü ona veriyordum. Amcığını öyle sert sikiyordum ki sonunda bütün gerilim kusmak üzere patlamaya başladı; bağıra çağıra orgazm olup kat kat titremeye başladı yatağın üstünde. Ben de içindeyken peş peşe boşaldım, sıcağı tenimi yakarken gerginlik yerini tatmin olmuş yorgunluğa bıraktı.
Lina’nın yanına kıvrılıp alnından öptüm onu; ne yaptığımla değil nasıl yaptığımın verdiği rahatlıkla doluydum; bu gece her şey fazlasıyla kirli ve gerçekti, tam da istediğim gibi…
