Siyah saçları ve keskin bakışlarıyla Madison Ivy, odaya hakim bir kraliçe edasıyla girdi. Üzerindeki dar okul önlüğü, göğüslerini haşinçe ortaya çıkarıyor, kalçasındaki ince tanga ise kırmızının ateşini taşıyordu. Sandaletlerinin çıtırtısıyla adeta yaramazlığını ilan ederken, gözlüklü öğretmen kılığındaki adam ona aç gözlerle bakıyordu. Madison’ın orta tenli, kabarık baldırları ve balon gibi poposu her hareketinde titriyor; içini kemiren arzunun kıvılcımları etrafa yayılıyordu.
İlk dokunuş sertti, elleri giydiği bluzun düğmelerine saldırdı, göğsünü kavradı; sütyenin içine gizlenmiş kabarık tombul meme uçlarını avuçlarken başını hafifçe geri attı genç kadın. Onunla dalga geçer gibiydi; sanki “Hazır mısın?” diye meydan okuyordu. Gözü dönmüş adam hemen kalça kıvrımına yapıştı, parmaklarını tutuştururcasına kadının tenine bastırdı, ardından hızla içine sokmaya başladı yaraklığı. Her itişte madison inleyerek karşılık veriyor, amcığını sımsıkı kapatıp daha derine çekilmesini istiyordu.
Kırmızı saçlı folloş da araya girdi bu iğrenç oyunlarına; sakso yaparak onu zevke boğdu. Üçlü şehvetin içinde Madison’un tam tur dönen dövmesi belirginleşti terli sırtında. Göğsünde dolgunluk, kalçasında esneklik; üç beden birden üzerine yığılırken o delice köklenme ritminden vazgeçmedi. Derinlerde hissettiği acı ve haz karışımı onu deli ediyor, gözleri yerinden fırlayacak gibi büyürken dudaklarından müstehcen inlemeler yükseldi.
Büyük memeleri arasında sıkıştırılan yarak en sert biçimde girip çıkarken, Madison öyle bir dayandı ki o an kendi sınırlarını aştığını anladı. Kıçının en dip noktalarına kadar hissedilen tekmelerle birlikte birkaç kez kendini kaybetti; amcığına akan sümükler arasında nefesi hızlandı. Sonunda bütün bedeni kilitlenip devasa orgazmlar peşi sıra geldi üstüne; kaslar gerildiği gibi çözüldü ve odadan yankılanan küfürler eşliğinde yumruk gibi boşaldılar üzerlerine.
O an bütün yasaklar parçalanmıştı; Madison hem teslim olmuş hem de hükmeden kadın olarak orada duruyordu—sert köklemenin, amcığına kadar dayamanın kutsal zaferiyle…
