Madrid’in sokağında, genç Dolly Leigh başıboş ve çaresiz yürürken, karşısına çıkan adamın sert bakışları onu hemen yakalar. Kendisini kıvrandıran sıkıntıya rağmen, o soğuk şehre meydan okuyan bir seks makinesine dönüşür. İlk adımı atarken, adamın elinde beliren büyük yarak hemen Dolly’nin minicik amcığını bulur. Keskin ve aceleci hareketlerle onun içine dolmaya başlar; her dayama darbelerinde genç kıza acı ve haz karışımı bir his verir.
Adamın parmakları gezinti yapar gibi amcığına dalarken, Dolly’nin nefesi hızlanır. Dudakları arasına dolan sıcak sakso yavaş yavaş derinlere inerken, kıvılcımlar saçılır. “Seni nasıl bırakayım böyle?” der gibi sertçe taklalarla sokar içini, kadın deli gibi inlemeye başlar. İzbe odanın havası iyice ağırlaşır; kalabalık olmayan sokakların bütün pisliğini üzerlerine çekerlerken, arzularını dizginlemek mümkün değildir artık.
Yarak defalarca çekilirken, Dolly’nin amcığından çıkan nefesler daha da keskinleşir. Adamın köklüğü sert vurgu yapar; her seferinde daha fazla bastırıp altüst eder kadını. Amcık sıkar kendini, ağzını sonuna kadar açar sikişi karşılar. İki beden birden ateşe tutulmuş gibidir; ter içinde kalmış vücutlar birbirine kenetlenmiş, hızla zirveye doğru yol almaktadır.
Sonunda adam dayanamaz ve deli gibi amcığını sivri ucuyla doldurup kovboy pozisyonunda baskıyı arttırır. Kadının tüm bedeni titreşimlerden geçilirken, o an yükselen hapşanma dolu huzurla dışarı akar yarak sıvısı. Bağırışlar odada yankılanırken, ikisi de istemsizce kendilerini kaybeder; aşk yerine vahşet dolar bedene.
Sokakta yalnız kalan genç kız artık teslim olmuştu: Sertlikten başka hiçbir şey yoktu içinde; kaçacak delik aramadan amcığını dibine kadar köklemişti kötü adamın. Gecenin karanlığında gölgeler arasında yankılanan tek şey onların acı ve zehiri karışık fuhuşu olurdu artık…
