Vinna Reed, Madrid’in sıcak sokaklarında baştan çıkarıcı bir şekilde ilerlerken, gözleri içgüdüyle avını arıyordu. Sarı saçları dalga dalga omuzlarından süzülürken, bedenini saran dar kıyafetle dikkat çekmekten çekinmiyordu. Yolun kenarındaki ıssız köşeye yöneldiğinde, aklında tek şey vardı: sert ve acımasızca yarmak istediği o kalın yarak. Vinna’nın dudakları hafifçe aralandı; nefes alış verişi hızlandı. İçinde yükselen arzuyu bastıramayarak adımlarını hızlandırdı.
Karşısına çıkan adamla göz göze geldiğinde, aralarındaki elektrik aniden patladı. Adamın iri penisi Vinna’nın hayallerini süsleyen bir tehdit gibiydi. Kadının keskin bakışlarıyla beraber, adam da hemen niyetini belli etti; o kalın belden aşağı sallanan yarakla kadının amını nasıl parçalayacağını düşünüyordu. Vinna diz çöküp adamın yarak ucunu yalayarak başladığında, dilinin acımasızca gezdirilişiyle adam daha da sertleşti. Ağzına aldığı o iri sikişi didik didik ederken, zevkten deliriyordu.
Siyasi hiçbir engel tanımadan amcığını şehvetle açan kadın, adamın önünde tam anlamıyla teslim oldu. Yarası ıslattığı sırada adam kollarıyla onu kavradı ve sertçe köklemeye başladı. Delice dayanmalar yaşanırken her inleme, her homurtu ortamı iyice kızıştırıyordu. Vinna’nın amcığı her köklendiğinde çatır çatır sesler çıkardı; sanki içindeki boşluk doluyor da taşacakmış gibi gergindi.
Nefesler karıştı, bedenler terledi; gerginlik had safhaya ulaştı. Adam son hamleyi yaparken Vinna’nın tüm varlığı kabardı ve ildırımdan hızlı boşalma o deli yarakta patladı. Kadının yüzünde acıya yakın ama tatlı bir haz vardı; sesleri gecede yankılanıyor, bedenleri birbirine kenetleniyordu. O an Madrid’in soğuk duvarları bile onların bu vahşi buluşması karşısında eriyor gibiydi; tükürdüğü yerden kopup gelen bu sapık fantezi gerçek olmuştu artık.
