Meyveli iç çamaşırlı hatun sulu sikini ağzına aldırıyor

0 views
|

Üstü başı terden sırılsıklam, odaya yayılan ağır cinsellik kokusuyla başladı her şey. Kadının bacakları aralanmış, kıpkırmızı yanakları, dudaklarının kenarından süzülen tükürükle parıldıyordu. Yarak sertleşmiş, adamın elleri kadının amcığına saplanmıştı; sert dayamalarla içini ısıtıyor, her girişiyle kadının bedenini delirtiyordu. Boğazını boğazlayan soluklar eşliğinde, kadının inlemeleri odanın duvarlarında yankılanıyordu. Yumuşak ama bir o kadar da vahşi tutuşlarla, kuyruğuna yapışmış saksoyu deli gibi emiyor, dudakları arasındaki ıslaklığın sıcaklığında kayboluyordu.

Adım adım yükselen gerilimle birlikte kadın diz çöküp kalçasını kaldırdı. Arkasından gelen sert kökleme kaçınılmazdı artık; adamın yarak ucu o deliğe saplandıktan sonra ritmik ve acımasız darbeler başladı. Kadının amcığı sanki yanıyormuş gibi genişliyor, çatlak derisi eriyip eriyormuşçasına açılıyordu. Her sikme dalgasında “Aaa… ahh…” diye hıçkıran kadın, artık tam anlamıyla teslim olmuştu. Adam ise içine gömülmüş yarakla onu ezmeye devam ediyor, nefesini boğazda tutarak daha da derin sokuyordu amını.

Gecenin karanlığında sadece onların çıplak tenleri ve haykıran bedenleri vardı ortada. Terleyen alnı kadının ensesine dayandı; “Daha hızlı…” diye hırladı adam. Kadın da karşılık verdi: “Kökle beni… amımı yırt!” Onların arasında akan bu çıplak enerji hız kesmeden artıyordu. Artık yoktu nazik dokunuşlar; sadece güçlü ve kabadayıca dayamalar vardı. Çıtır çıtır sesler eşliğinde yer döşemesi aralıksız inliyordu.

Sonunda ikisi de doruğa ulaştı; kadın karnına yayılan sıcak boşalmayla titremeye başladı, adamsa en son bir tokat gibi vurup içinde patladı. Bedeni kasıldı, çığlık attı ve tüm gücüyle kendini ona bıraktı. Öfke dolu köklemesiyle biten bu akşamda ikisi de kendilerinden geçmişti artık; ölüme çağrılan ayyaşlar gibi birbirlerine kenetlenmiş ve kirli arzularıyla yanıp kavruluyorlardı hâlâ…