Michael’ın baskın varlığı odanın havasını anında değiştiriyordu. İki kadın, titreyen bakışlarıyla birbirlerine sokulmuşken, o sert adımlarla aralarına girdi ve oyunu tamamen kendi kurallarıyla yönetmeye başladı. İlk önce birinin boynuna sarıldı, dudaklarını acımasızca yalamaya devam ederken diğerinin göğüslerine ellerini hızlıca dolaştırdı. Odaya yayılan nefes kokusu, terin ıslaklığı ve karşı konulmaz arzunun sesi birbirine karışıyordu.
Kadınların bedenleri Michael’ın her dokunuşunda kendinden geçercesine çökerken, o hiçbir naz yapmadan sertçe yaramazlık yaptı. Dudaklarını bir kadının amcığına daldırıp emmeye başladı; avuçları diğerinin kalçalarını kavrarken hız kesmeden oradan oraya geçiyordu. Kadınların kıvranışları, çıplak tenlerin çatırdayan sürtüşmeleri arasında yükselirken Michael daha da vahşileşti. Yarağı sertleşmişti, biri diz çöküp onun kara deliğine hızlı hızlı lisanıyla dalarken diğeri arkasından sıkıca sarktı.
İlk tekmeyi yedikten sonra kadınlardan biri hemen yere çöktü; Michael onun amını derin derin kesip kökledi. Kadın can havliyle inlerken diğeri de peşinden aynı azgınlığa teslim oldu. Üçlü arasındaki denge tamamen kaymıştı artık; topyekûn bir fırtına gibiydiler. Michael’ın sertliği ve bitmek bilmeyen dayaması altında kadınların sesleri yankılanıyor, amları yanıyor ve bedenleri bu çılgınlığın içinde tutuşuyordu.
Son darbelerle birlikte herkes kendinden geçmiş haldeydi. Michael ard arda tekmelerle hem oraları hem de ortalığı inletirken, iki folloş saniyesinde sapıtıp delicesine sikişe kapılmıştı bile. Amcıklar yanıyordu; arka arkaya gelen vurmalara boyun eğmişti artık her biri. Son bir hamlede Michael’ın yarak ucunu amcıklara bastırışıyla birlikte patlamalar yaşandı. Sesler birbirine karıştı, köpükler taştı; kaçınılmaz son böyle geldi işte—acımasızca, vahşice ve tam gaz…
