Xxlayna Marie, minicik ve fit vücudu, bronz teniyle sahaya çıktı. Latin kokusunu taşıyan bu küçük folloş, büyük kara yarak karşısında baştan aşağı titriyordu. O kocaman siyah dayama, onun dar amcığını hırpalamak için sabırsızlanıyordu. İlk hamlede bile o devasa kökleyi içine çektiğinde boğazını acıtacak kadar derin bir saksoyla başladı; sert ve vahşi, sanki boynuna geçmek istercesine bastırıyordu.
Güzel göğüslerindeki küçük memeler sallanırken Xxlayna, yumuşak dudaklarını büküp yaladı yarak başını, ardından kıpır kıpırlaşan amcığını bütün hırsıyla içine çekti. Kara devin hareketleri hızlandıkça o minicik beden daha da zorluyordu kendini; dizlerini açtı, kalçasını kaldırıp daha derin dayamalar istiyordu. Siyah kökleyi en diplerine kadar hissetmek için her boşluğunu açıyordu; amının içi dolup taşarken iniltisi odanın duvarlarında yankılanıyordu.
Jonathan Jordan’ın koca kara tapınağı her inip kalkışında Xxlayna’nın küçücük assı sarsılıyordu. O dar sokakta yaramazca dalmalar yapıyor, amcığında hissettikçe daha da çılgınlaşıyor, ellerini masanın kenarına vurarak dayanılmaz ısrarla köklüyordu adam onu. Her stallarda biraz daha fazla çıldırıyor, kıvrımlarını kat kat zorlayan o kalın gırtlakla savaşıyordu adeta.
Sonunda doruk noktasına geldiğinde nefesler boğazına düğümlenmişti. Siyah yarak öyle bir saldı ki içinde ki sıcaklık bütün bedenine yayıldı; Xxlayna’nın küçük kassız assından gelen sıvılar etrafa saçıldı. Devasa kara dayama şimdi iyice sinirliydi ve son damlalarını basarken küçük latin kızının deli gibi inlemesine yol açtı. Gözleri kapalı, tüm duyuları patlamış halde vardı sadece o an ve içine akan o karanlık heyecanın avuçları arasında ezilen coşkuyu yaşıyordu.
O geceye damga vuran şey belliydi: Küçük Latina’nın ilk kez tattığı büyük kara kökleme deneyimi hem vahşi hem de deli cesaretle tam anlamıyla yıkıcıydı!