Üstü çıplak, minicik kızın gözlerindeki masumiyetle parıldayan o an, deli gibi folloş yapmaya başladığı ilk andı. Yumuşacık dudaklarıyla yarağımı sarıp sarmalarken, diliyle amcığın dibine girerek kahredici bir şevkle inlememi sağladı. İnceldiği yerden kopsun misali, sertleşen sarkık yarak her dalışında daha da kabarıyor, kızın güçlü boğazının içinde paramparça oluyordu. Kirli sakso anlayışı yüzünden dişlerini bile gösterip hırçınca emdiğinde burnuma misafir olan ter kokusu ve ıslaklığı beni daha da azdırıyordu.
Yanakları kıpkırmızı, nefes nefese kalmış halde ara vermeden devam ederken, ellerini belime dayayıp bedenimi yakalamasıyla sırtımda titremeler gezindi. Dudaklarının arasından çıkan küçük mokralar, yılların tecrübesiyle sinsice dalıp götlüğe kadar sürüklendi; kısa zamanda elimdeki hortum gibi yaşayan yarak neredeyse ağzının dibine kadar girmişti. Kızın yumuşacık amcığına dolanan dilinin hızlı hareketleri beni çıldırtıyor, her çıkışında ayakta duran kökümü daha sıkı kavrıyordu.
Sonunda dayanılmaz tökezlemelere teslim oldum; gövdemi sertçe çekiştirirken “Daha sert!” diye bağırması üzerine uzun uzun gövdemi içine boşaltmayı seçtim. Yarağın dibinden gürül gürül fışkıran sıvılar dudağına bulaşıp parmaklarını yalamasıyla seksi bir akrobasiye dönüştü bu pislik dolu oyun. Genç teninde beyaz köpükler yayılırken, tatlı kızcağızın sesi kısılmıştı ama gözlerindeki istek hâlâ tam gazdı. Son bir kez boğazını kullanarak kudurmuşcasına deli cinque yaptıktan sonra yere çöktü; ben de kalbim patlayacak şekilde orada donup kaldım.