Okul çıkışı azar azar dolanmış evin içinde, genç üvey bacı La Yummyy’nin vücudu tüylerini diken diken eden bir cazibeyle parıldıyordu. Sıska elbiseleri omuzlarından kayıp inerken, o kıvrımlı kalçası akıllara zarar bir davetiye gibi ortada duruyordu. O anın yükünü taşıyan gözler, onun bakışlarındaki masumiyetin altında yatan cehennem ateşini saklıyordu. Yavaşça yaklaştı ona, elleri terli ve açgözlüydi. Dudakları tam onun boynuna değerken nefes alışları hızlandı; amcığını ısırmak istercesine tutkulu, acımasızdı.
Seksi bedeninin her kıvrımında yükselen arzuyla birlikte, sertçe bastırdı kalçasını sert karağını içine geçirmek için diz çöküp önünde hazır bekleyen o iri uzuvla buluştuğu anda. Yummyy’nin amcığı gıcırdıyor, dar deliği keskin bir acıyla ama aynı zamanda dayanılmaz bir zevkle genişliyordu. Her inen kökleme dalgasında yumuşacık göğüsleri sarsılıyor, küçük memeleri titreyerek adamın sert dişlerine ve parmaklarına yanıt veriyordu. Nefesi kesilmişti ama gözlerinde hâlâ vahşi istek vardı; oradaki her hareket onun içindeki fahişe tarafını uyandırıyordu.
Aranın dar ve ıslak korkunçluğunu hissettirirken delice ritmin ayarını bozmadı hiç. Geri çekildiği her an yumuşacık içini doldurmak için geri döndü, basıp dayarken hem sellendi hem kollarıyla onu kavradı sıkıca. Amcığını baştan sona yalayıp emmesini engelliyemedi; o memnuniyetsizce ancak hazla karşılık veriyordu. Sonra dizlerinin üzerine çöktü ve daha da derinleştirdi işkencesini; göbeğine kadar sokup oradan tekrar dışarı çıkardığında havada iniltisi yankılanıyordu. Kalçalar birbirine sürtünürken üzerindeki ter katmanları karışıyor, iki beden tek bir enerjiyle eriyordu.
Son damlasına kadar boşaldığında, yakaladı onu sımsıkı; sıcak yayılmıştı tenlerine. Bütün gücüyle dayayıp içine boşalırken La Yummyy kendinden geçip neredeyse çığlık atacak hâle gelmişti. O minicik amcığı delinmişti artık tamamen; arsızca kabarmıştı bedeninde tatminsizliğin izleri. Ağzından çıkan inlemeler etrafını sarmıştı; sanki bütün dünya onların bu kirli oyunu yürütmesi için biçilmiş kaftandı. Kaba saplantıyla yaşanan anın şiddeti unutulmazdı – son kez azgınca yanağına tükürdü adam ve onları ayıran son bariyer de parçalandı…