Oturduğu koltuğun derinliklerine gömülmüş, iri göğüsleri hafifçe yukarı aşağı hareket ediyordu. Elleri ağır ağır kendi amcığını arıyor, parmakları tüy gibi çıplak teninde geziniyordu. Gözleri kapalı, yüzünde karanlık bir haz dalgası vardı; her dokunuşunda içinde bir şeyler kopuyor, bedeninin en mahrem köşeleri kıvranıyordu. Kalın parmakları yavaşça kirli saksoyu bulduğunda nefesi kesildi. İri başını sarmalayan dudakları sımsıkı kapandı, ama içindeki yangın daha da alevleniyordu.
Yumruğunu sıkarken bileklerinden geçen damarlar belirginleşmişti. Gecenin sessizliğini bozan tek şey, kendi kendini inletirken çıkardığı ıslak hırıltılar ve derinden gelen iniltiler oldu. Parmakları cömertçe kayıyor, amcığını sertleştirip giderek hızını artırıyordu. Her köklenişte vücudu kalktığı yere baskı yapıyor, kalçalarını ritimle oynatıyordu. İnatçı nefes alışları bedenine yayılan zevkin şiddetiyle çarpışıyor; sanki odanın içi basıp köpüren bir fırtına gibiydi.
İri memeleri sallanırken parmaklarının arasından amcık duvarına dokunmaya çalışması aşikardı; orada hissettiği o sıcak boşluğu keşfetmek için sabırsızlanıyordu. Kendi yarakla oynarken salya damlaları çenesinden aşağı süzülüyor, içine doğru yuvarlanan acayip bir boşalma hissiyle titriyordu. Birkaç dakika boyunca durmadan kendi amcığını kovaladı; dayanılmaz tahrik ve yoğun haz onu tamamen teslim almıştı.
Sonra geldi o an; tüm enerjisi doruğa vurdu, kasları kasıldı ve gürültülü bir inleme ile kendini bıraktı. Vücudu kontrolsüzce sarsılırken parmaklarının oynadığı oralarda tatlı bir yanma başladı; sıcak sperm akıntısı bacaklarına ve karnına yayıldı. Ağır nefesler arasında gözlerini açtı ve hafif bir tebessüm kondurdu dudaklarına—bunu kimseye göstermeyen büyük kaplan şimdi sadece kendisine ait o pisliği yaşamanın gururundaydı.