Sahara Skye, siyah derin göğüs dekoltesiyle kameraya yaklaştığında, yumuşak sesiyle ağır ağır emretmeye başladı. Kalçalarını belirgin kıvırarak, incecik parmaklarıyla beyaz çoraplarının üst kısmını aşağı çekip, içine çektiği nefeslerle adeta sinir uçlarını alt üst etti. Büyük ve dolgun amcığına doğru iştahla yaklaştı, gözleri parıldarken, üst dudağını ısırmaktan kendini alamadı. “Tamam mı?” diyordu, yalancı gururunu tatlı bir meydan okumaya çevirmişti. Her hareketiyle azgınlığı doruğa çıkarıyor, izleyenlerin damarlarında kanın hızlıca dolaşmasına neden oluyordu.
Hızlıca yere çömelip, kocaman siyah yaramı ağzına aldı; dilini emici bir alet gibi kullanıyordu. Sertleşen kara yaram o kadar büyüktü ki boğazının en derinine iniyor, sert sürtünmelerle adamın tadını damaklarında hissettiriyordu. Başını hafifçe geriye atıp arada derin nefesler alırken, dudaklarının arasından çıkan ıslak sesler odadaki havayı iyice geriyordu. Sahara’nın elleri adamın kalçasına sertçe vuruyor, öne eğilip arka deliğe doğru yayılan kokusuyla baştan çıkarıyordu. O sırada adamın elinde sıkıca tutulan kalçası onu daha fazla kışkırtıyor, bu oyun hem acılı hem doyumsuzdu.
Sonra ayağa kalktı ve üstüne çıktı; kızgın amcığın içerisine gömülmeden önce uzun uzun bakıştı ikisi de. Sahara’nın dar amcığı adeta kavruluyor, her iniltiyle bedenini kabartıyordu. İçine itilen yaramın her köklemesi onu daha çok delirtiyor; yukarı aşağı hızlı ritimlerde ilerleyerek vücudun her zerresini elektrikle dolduruyordu. Göğsünden çıkan kükremeler ve ıslıklar birleşince ortam tam bir cehenneme dönüşüyordu. Sahne kırılma noktasına ulaştığında adam sertçe dayandı; karısını deli gibi çekerken dışarıya fırlayan am yakasını tutup kendi kendine haykırıyordu.
Nihayet en tepeye vurduklarında kasa kasılır gibi kasılan Sahara, hacmini boşalttığında tüm beden titreşti; dillerde kalan bir çatlama sesi gibi duyuldu coşkusu. Sıçrayarak yayılan son köpük damlaları ve arkasından gelen derin nefes alış verişleri arasında ikili birbirine yapışmış haldeydi; yaşanmaya değer tek an orasıydı çünkü…
