Üniversite sonrası yorgunluğunu üstünden atmak isteyen sarışın genç, o sırada masanın kenarında dikilen kocaman yarakla karşılaşır. Gözlerini alamadığı o kocaman amcık, sanki onu çağırıyordur; dudakları kıpkırmızı, teni beyaz ve buz gibi soğukluğa rağmen içi ateşle dolu. Yavaşça diz çöküp eliyle sıkı sıkıya kavradığı kalın yarak kabarıp sertleşirken, ağzını açar ve diliyle kirini yalayarak başlar sakso yapmaya. İlk dokunuşlarda bile adamın yüzüne yayılan haz, elinin hareketlerine hız verir; emişler derinleşir, dil amcığın ucuna dalar gibi olur.
Baş parmaklarıyla testislere hafifçe vururken, gırtlağı oynatacak kadar derine aldı her seferinde. Genç kızın burnunu saran ağır tütün kokusu arasında nefesi kesilircesine yalar, emdirir yapışkan sıvıları yumuşacık dudaklarına bulaştırır. Adam her hamlede daha da sertleşirken altından gelen derin naletler odadaki sessizliği deler; “Daha hızlı… Daha içine al…” diye hırıltılı emirler savurur. Sarışının boynu kırmızıdan mora döner, boğazına kadar indirdiği yarak onun esiri olmuş gibidir.
Çene hareketleri artık ritmik bir dövüş gibi: hızlı bir şekilde içine çekip bırakır, kimi anlarda ise dudaklarını sımsıkı kapatıp seks makinesini andıran adamı inlettirir. Parmakları saçlarının arasından geçerken göz teması kurar; o an ikisi de aynı ormanda kaybolmuş gibidir. Bu köklü vajina yerine geçen ağızda sarkan devasa yarak içinde kıvranan dil artar, kasılır ve tüm benliğiyle yaragını sahiplenir.
Sonunda adam dayanamaz; bütün gücünü saksoya yükleyip böğürerek boşalır. Amcığın dibine vuran sıcaklık ve acayip tat genç kızın boğazına kadar inerken o an gözlerinden yaşlar süzülür ama vazgeçmez, her damlayı emercesine uygular kendini. Yorulmadan devam ederken adam ona bağırır: “İyi yaptın… Her zamankinden beter…”. Sarışının yüzündeki utançla karışık cehennem intensitesi geceyi yakar kavurur; bu ilk kez değil ama her defasında yeni bir tabudur gidilen karanlık sokakta.
