Mia ve Bailey, sarışın üvey kız kardeşler olarak odaya girdiklerinde gözler büyük, kalın yaraktan bir an bile kopmadı. İkisi de pişti vücutlarıyla, bembeyaz amcıklarını fısıltıyla açıyor, birbirlerine meydan okuyarak yavaşça soyunmaya başladılar. Mia’nın kıvrımlı hatları, Bailey’nin diri göğüsleri arasında gerilim giderek artıyor; nefesleri hızlanıyor, gözleri parlıyor. Büyük yarak orada duruyor, onları bekliyordu; sanki bu iki aç amcığı doldurabilmek için sabırsızlanıyordu.
Bailey ilk hamleyi yapıp diz çökerek, ısırgan dudaklarını o kalınlıkla buluşturdu. Ağzını kocaman açtı, yarağı derinlemesine içine çekti; salyalar karışıp sokakta yürür gibi sert hareketlerle sikişiyle uyum sağladı. Mia ise arkadan yaklaşarak ılık eliyle Bailey’nin yanaklarını sıkarak onu zorladı biraz daha hızlanması için. Yarağın sertleşmesiyle beraber onlar da birbirlerine döndüler; tatlı bir rekabet havasıyla dönüşümlü olarak sıra onlarda olmaya başladı.
Mia üstte otururken eğilip yarak hattını tam avcuna aldı ve ritim tutturup sertçe inlemeye başladı. Kalçasını dik tutup yükleniyordu her defasında amcığına vurdukça; büyük kakının dibinde yankılanan seslerle birlikte rahat durmayan bedeni iyice teslim olmuştu. Bailey arkada oturmuş omuzlarına yaslandı; ellerini kalçadan aşağıya doğru gezdirip kıvrımlarını okşuyordu aralıksız. İki güzel sarışın yarakla dans ederken oda sıcaklığı yükseldi; nefesler karıştı, kelimeler artık anlamsızdı.
Yarağın dibine kadar sokulmalarıyla birlikte tempo iyice arttı; iki bacının karnına vurduğu her darbe ardından güçlü iniltilerle “Daha hızlı! Daha derin!” diye bağırıyordu bedenleri kendi içlerinde. Amcıkları yerinden çıkacakmış gibi sertliğe ulaşınca adeta kanal gibi genişleyen amcıkları delmemek için ellerini sıkarken aynı anda orgazm basıyordu ikisi de üst üste ama farkında olmadan devam ediyorlardı sikişe. Ayağa kalkıp duvara yaslandılar beraberce; yarak onların içinde patlamaya hazır bomba gibiydi.
Sonunda tüm kontrolü kaybedip iri cüsseli yarağı içlerinden sökmeye başladılar yüksek sesle bağırarak ve dil ucuyla emdikleri dillerinin birleşimiyle duvarlar bile çatlayacakmış gibi hissettiler kendilerini. Amcıkları en derin noktalarında sallarken işte o an geldi: hırıltılı soluğun arasında kırmızı suratları şişip coşmuş bedenleriyle spermi yemekten başka çaresi kalmayan mübarek ağızlara döküldü bolca, taşan sıvıyla birlikte nihayetinde doyuma ulaştılar. Kan ter içinde yorulmuş ama hazdan sersemlemiş halde birbirlerinin saçlarını çekip daha fazla dayanmaya çalıştılar. Kafalarındaki tek düşünce: bu devasa yaraktan asla vazgeçmemekti artık…
