Sheena’nın parmakları, adamın yarağını kavrayıp sıkıca sarmaya başladığında ortam birden ısınmaya başladı. Her kıvrımı, her damarında gezinen elleriyle adeta hükmediyordu ona. O sertleşmiş yarak, Sheena’nın hünerli ellerinde canlanıyor, her iniş çıkışta adamın ciğerlerini zorlarcasına derin nefesler almasına sebep oluyordu. Parmakları kayganlaşmış sülük gibi yarağın etrafında dönüyor, aşağı yukarı hızını artırırken adamın inlemeleri odanın duvarlarında yankılanıyordu.
Sheena durmuyor, hatta tempoyu iyice yükseltiyordu. Dişlerinin ucuyla dudaklarını ısırıyor, gözlerini kısıp tam da o gözü dönmüş kıvama geldiğinde adama bakıyordu. Yarağı elinden kaymasın diye avuç dolusu sümük bodoslama akarken, o hiç acımadan ellerini sıkıyor, amcığın köşesine kadar tırmalayıp sıyırıyordu. Adamın sesi azgınca çatlıyor; “Yaaam sheeeenaaaa!” diye inliyordu. Yarağın diplerine kadar inen parmaklar Sheena’nın ustalığını gösteriyordu: her dokunuşunda adam biraz daha kendinden geçiyor, bacakları titriyor.
Bir an durup genişçe nefes aldıktan sonra, Sheena hızını katladı; hem dirsekleriyle masaya dayanıp bedenini öne eğdi hem de iki eliyle yaratığı yakalamıştı artık. Sağ eli hızlı hızlı tepeden aşağıya inerken sol eli ise yarağın başına vuruyor; ritmik dayamalarla adamı çıldırtıyordu. Yarağın üzerinde köpük köpük ter damlaları parlıyordu ve adam artık bu işten kaçacak delik aramıyordu. “Folluğumun kralı benim, öleceksin şimdi,” dedi Sheena alnındaki teri silerken.
Son vuruşlarda adamın tüm bedenini sarsan titremeler görülmeye değerdi. Sonunda yarağından fırlayan sıcak sıvılar Sheena’nın ellerine ve gözüne sıçradı; o da gözünü kırpmayıp içine çektiği o sıcağı hissedebiliyordunuz. Adam dizlerinin üstüne çöktü müthiş bir rahatlamayla; o an içindeki patlamayı yaşarken Sheena onu bitirirken kahkahalarını saklayamıyordu. Bu handjob’un sertliği ve deliliği yabana atılır değildi; gerçek dayak gibiydi.
