Isiah Maxwell, o kararlı bakışlarıyla odada hüküm sürerken, karşısındaki beyaz folloşun titreyen vücudunu domine etmeye başladı. Siyah yarak, fırladığı an acımasızca ve sapıtmayla amcığın içine dalıyor; her itişinde amcığın duvarlarını çatlatır gibi geriyordu. Kadının nefesi kesilmişti ama boyun eğmiyordu; ağzında Isiah’ın kalın kara kütüğünü sertçe emiyor, dilini sanki yarak ucunda dans ettiriyordu. Isiah’nın parmakları kadının saçlarını sımsıkı kavramış, maşallah diye inler gibi kafasını aşağı yukarı çekip ittirirken kendi zevkini de zirveye taşıyordu.
Yavaş yavaş tempo yükseldi; Isiah arkasından dayadı, belinden kavrayan eliyle belini topluyor, kalçalarını avuçlarken amcığını daha da derine sokuyordu. Kadının içi daraldı, ama o esnada çıkardığı ağır iniltiler ve bağırtılar isyan değil teslimiyetle doluydu. Her köklemede sanki beynine yeni bir elektrik şoku vuruluyordu. Amıcığın deli gibi ıslanmasıyla Isiah’nın yarak başını oynatması uyumlu hale geldi; sertçe çarpıp çekiyor, kıçına her hünerini sergiliyordu.
Göğüslerini yalayan dil kadar şiddetliydi bu gece yaşananlar. Kadın ayakta durmaya zorlanırken bile Isiah onu yere bıraktığında daha hızlı ve sert kökledi. O çıtırtılı sürtünmeler, anüsüne kadar işleyen siyah demirin tüm damarlarında hissettirdiği sıcaklık ve yoğunluk anlatılamazdı. Çığlıklar yükseliyor; kadın sıkıca yakaladığı masa kenarına dayanıyordu, tüm gücüyle amcığına teslim olmuştu.
Birden hızlandırdı tempo; şimdi sadece dayama değil, gerçek anlamda çöktürme vardı ortada. Isiah’nın nefesi burun deliklerinden dışarı fırlıyor, göbek kasları ritmik kasılırken kadının amcığı usulca sarkıyordu artık. Onca sikişin sonunda kadın bütün direncini kaybetmişti; gözleri dolu dolu açılmış ama artık sadece hazın esiri olmuştu. Son darbeyi vururken yüksek sesle haykırdılar ikisi de; siyah kütüğün dibinde patlayarak kadının içinde yayılan sıvılar odaya damlıyordu.
Tepeden tırnağa saplantılı ve vahşi bir geceydi bu… Kimse kimseyi böyle bırakmazdı sonra.