Hailey Rose spor salonunun loş köşesinde, göğüsleri özgürce dışarıda kalmış biçimde kaslarını çalıştırırken heyecan gözlerinden okunuyordu. Terle ıslanmış teni, sıkı sıkı sarılmış taytı ve neredeyse taşan göğüsleriyle orada durması bir davet gibiydi. Yanına sinsice sokulan Max, ter kokusunu içine çekip ağız dolusu nefes aldıktan sonra Hailey’nin bele yapışan tişörtünü belinden kavrayıp sertçe yukarı çekti. Göğüs uçları çıplak tenine sürtünerek diken diken olmuştu; Max bunu görünce içindeki hayvan daha da kabardı.
Max’in elleri Hailey’nin yumuşacık memelerini kıstırıp sıktığında kadın dizlerinin bağı çözülmüş gibi hafifçe titredi. O an saksoyu hissetmek için dayandığı duvara yaslandı ve Max’in arsız bakışları altında amcığını yavaşça çıkardı. Hailey’nin ince beliyle oynarken, yarak dimdik oldu; kalınlığıyla harekete hazırlanan mızrağı göğsünün arasına değdirip hafifçe bastırdı. Kadının yüzünde acayip bir karışım vardı; utanma ile arzu arasındaki ince çizgide gidip geliyordu.
Max terli elini aşağıya indirip taytın kenarından amcığın başını yakaladı, kırbaç gibi sertçe birkaç hamlede parmaklarına dolaştırdı. Hailey buna dayanamayarak soluğunu kesti ama o daha da hızlı hareket etmeye başladı, her hareketinde kadının amcığını iyice hareketlendirdi. Ayakta zor ayakta duran Hailey, nihayet kalçasını geri iterek saksoyu kabul etti ve Max’i içine çekti. Kocaman ağzıyla yarak başını yalayıp emdiği anda tüm bedeninde elektrikler çaktı.
Kökleme başladıktan sonra salonun soğuk havası unutuldu; Max sert sert giriyor, pis pis inletiyor, her girişte kadın biraz daha fazlasını istiyordu. Terden sırılsıklam omuzları üstünden saçları yapışmış halde, haileyin amcığı derinlere iniyor, sıcak vücudu ile yakan yakana oluyorlardı. “Daha hızlı!”, diye inledi kadın kısık ama keskin bir sesle ve Max tam da istediği gibi vurdu amcığını derinlere.
Son patlama geldiğinde tüm gücüyle amcığını içinden boşaltırken Hailey gürültülü çığlıklarla yere çömeldi. Maks bütün hararetini onun içine bırakmıştı ve o an oradaki herkes biliyordu ki bu sıradan bir sikme değil; hırsla, istekle ve kirli arzularla dolu bir fırtınaydı aralarında patlayan…