Odaya sessizce süzülüp üstündeki dar tişörtüyle beni kışkırtmaya başlayan üvey abla, göğüslerinin altında oynayan elleriyle gözlerimi esir alıyordu. Göğüslerini hafifçe sıkarak, dudaklarını ısırıyor ve bakışlarıyla doğrudan amcığımı delip geçiyordu. Elleri yavaşça aşağı inip o sıkı kıçına doğru ilerlerken, parmaklarını amcığının kıvrımlarına gezdiriyordu. Ben de dayanamayarak pantolonumu indirip gövdemi çıplak bıraktım, sertleşen yaraklarımı elime aldım hemen.
Abla diz çöküp beni izlerken, kendi dar minisini kaldırıp sıkı pembe amcığını gösterdi. Parmaklarıyla orayı ovalayıp nemlendirdi sonra benim eli bırakmadan tek parmağı derinlere sokuldu. İçindeki ıslaklığı parmaklarımla yakaladıkça ikimiz de daha da azgınlaşıyorduk. O sıkı sıkıya kapanan amcığına dalga dalga hissettiğim her gir-çık sert kökleme isteğini artırdı. Dudaklarından çıkan ahlar havayı keserken, ben de kendi yaragımı hızlandırdım.
Sonra abla dikildi ve beni kanepede yatırıp altına geçti, ağzını belime dayadıktan sonra dilini kıç deliğine soktu. Orayı koklayıp emmeye başladı; sıcak nefesi tenimi yakarken ben yaramı yumrukluyordum üstüne üstlük. Sonra çekiştirmeye başladı o iğrenç folloşuyla, kendi parmaklarını da hızla hareket ettiriyordu. Ellerimiz birbirimizin bedeninde dolanırken çoktan çıldırmıştık.
Artık dayanamadım; sertçe içine girmeye başladım onun saran amcığına. Her gir-çıkta acıyla karışık bir zevkten inliyordu ablam. Yavaş yavaş ritmi artırırken aramızdaki gerilim patlamak üzereydi; kenetlenen bedenlerimizin sesi odada yankılanıyordu neredeyse. Birkaç dakika içinde ikimiz de kendimizi kaybettik; o deli gibi göğsümüze bastırıyor, biz iç içe inliyor ve sonunda ikimiz aynı anda yayılan orgazmın içinde eriyorduk.
İşte böyleydi gece; terlemiş bedenlerimiz sarılmış halde nefes nefese kalmışken bile istekle dolup taşıyorduk hâlâ…