Odanın havası baştan aşağı gerilmiş, genç üvey kız odaya adımını atar atmaz gözleri açlıkla dolmuştu. Kardeş olduğu adamın sert bakışları vücudunu kemire kemire süzerken içinde bir yerlerde patlamaya hazır ateş kıvılcımlanıyordu. Adeta dilini tutamıyor, dudaklarından çıkan her kelime kendini ele veriyordu. “Beni sik” diye yalvarıyordu, tam da kardeşlik yasak sınırlarının kıyısında, sapık bir arzuyla. O büyük, kalın yarak onun dar amcığına girmeye can atıyordu.
Adam önce soğukkanlı baktı, sonra kusursuz elleriyle genç bedenin her kıvrımını keşfe çıktı. Tene yapışan ter, nefeslerin hızlandığı anlar ikisini de çıldırtıyordu. Yaramaz küçük üvey kardeş tüm utanmazlığıyla göğüslerini sıkıp omzuna yaslandı; “Kökle beni dede!” diye hırıldadı fısıltıyla. Adam pes etmedi, sırtından tutup yere yatırdı onu; o ince bedeni tüm çıplaklığıyla önünde serildi. Amcığını esnetirken pürüzsüz tenin ıslaklığını hissetti, dile geldiği gibi sertçe dayadı içine.
İlk dalga acı ve zevk karışımıydı; genç kızı çığlıklara boğdu ama hemen ardından gelen ritmik kökleme onu eriyip gitmeye zorladı. Her iniltisiyle amcığın minicik deliğini esnetiyor, sertleşen godağı derinlere doğru sokuyordu. Amcık yanıyor, karanlık duygular arasında kayboluyordu; bu güzel sapıklığın içine tamamen teslim oluyordu. Gözleri kapalı, delice sarkıntılık yapan adama inat kendini bırakmıştı artık.
Sesler yükseldikçe aralarındaki gerilim katlandı; adam daha vahşi davranmaya başladı. Elini saçlarından çekip kafasını sertçe kaldırdı, gözlerinin içine bakarak “Sen benim amını süpüreceksin!” dedi azgınca ve durmadı yine bastırdı içine kökünü hep daha derinden sallayarak. Kadıncağız sanki parçalara ayrılıyormuş gibi inliyordu; kan ter içinde kalmıştı ama çaresizce bu sikişten haz alıyordu.
Sonunda doruğa ulaştılar birlikte; adamın sıcak boyası içerde boşalırken genç yaramazın bacakları titremeye başladı. Ona hamile kalmak istediğini haykıran üvey kardeş yalnızca bir kez değil defalarca homurdanarak “Dayayın amına…” diye yalvardı ustura keskin arzular içinde. Sikiş odaya sinmişti şimdi; yasak meyvesinin tadıyla yanıyorlardı hâlâ…
