Uzun röportaj bahanesiyle Kendra Spade’i analdan beceriyor

0 views
|

Üstünde dar, siyah deri ceketiyle Kendra Spade odaya girdiğinde havada anında bir gerilim oluştu. Bakışları keskin, dudakları ısırılmıştı; sanki içindekiyi çırılçıplak dökmeye hazırdı. Konuşmaya başladığında sesi alçaktı ama her kelimesi bir tehdit gibiydi, sert ve kontrolü elinde tutan kadın kıvamındaydı. Masanın kenarına yaslandı, elleriyle belini sıktı; vücudu titreşiyordu ama bu titreme arzunun değil, sabırsızlığın habercisiydi.

Yavaş yavaş cazibesini devreye sokarak karşısındakini esir aldı. Eğer oynaması gereken şey güç mücadelesiyse, Kendra oyunun en kraliçesiydi. “Bana dokunmayı dene,” dedi sinsi bir tebessümle; dudaklarının kenarından süzülen o hileli bakışlarla adamın içine işledi. Yarım yamalak başlayan sözler, gitgide azgın bir kılığa büründü; dudaklar kenetlendi, nefesler hızlandı, enseden aşağıya elektrik gibi yayılan o çılgınlık hissedildi.

İlk hareketleri biraz geri plandaydı ama sonra elleri masayı itti ve tüm bedenini üzerine çöktürdü. Derinlik arayan köklü hareketlerle adamın yarığını kendi niyetine göre doldururken sesi tuhaf tuhaf çıkıyordu—bir yandan zevkten deliriyor, öte yandan hâkimiyetini ilan ediyordu. Kendra’nın parmakları cildin altındaki bütün sinir uçlarını avucuna aldı; ince ince çizdiği yollarla adamı delirtti, yok etti.

Her köklemeyle birlikte amcık yanmaya başladı; içeride patlayan dalgalar adamın gururunu paramparça etti. Kadın sertçe dayadı kendini ona, göğüsleri titrettiği her itişte göbek deliğine kadar ulaştı ateşi. Önce yavaş ama acımasızca ilerleyen hareketler aniden hızlandı; bedenler birbirine değdikçe çıt çıkmazken Kendra’nın nefesi boğuklaştı ve sonunda kafasını yana çevirdi: “Daha… daha hızlı,” diye hırladı. O da ona uyarak amcığını kazanana kadar pompaladı.

Ateşle dolu o anlarda sesler yükseldi; boğuk inlemeler ve acıya karışmış haz fısıltıları ortamı doldurdu. Kendra son darbeyi indirirken amcığının tüm hissiyatını amına boşalttı; adamın içinde tükürüğüyle karışan sikisi soluksuz kalmıştı artık. Vücudu titrediği anda tüm sertlikten arınıp düşer gibi oldu ama gözlerinin içindeki alev hiç sönmedi—hala hükmediyor, hala sahipleniyordu o anı tamamen…