Vanessa Vega, siyah saçlarıyla hem karanlık hem de ateşli bir enerjiyle doluydu. Küçük göğüsleri, üstündeki sikişlik elbisesinden fırlamak üzereydi; o incecik kıvrımlarıyla adeta baştan çıkarıyordu. Kıçını ritmik ritmik oynatırken kıyafetini azar azar söküyordu, her parça yere düştüğünde üzerindeki azgınlığı daha da açığa vuruyordu. O anki haliyle tam bir folloştu; diz çöküp sevgilisinin önüne kapanması, yalvarır gibi “beni sik” dercesine bakışları, her türlü kabalığı kabul etmeye hazır olduğunu gösteriyordu.
Sevgilisi, o acımasız adam, hediyesini esirgemedi. Vanessa’nın yüzüne sertçe dalıp sakso çekmeye başladı; diliyle ve yarakla onun tüm arzularını uyandırırken kadının yüzü ıslak terle parlıyordu. O iğrenç yaramazlığı yaparken kızın gözlerinde hem arzulu hem boyun eğmiş bir çaresizlik vardı. Ardından cesaretini toplayıp elini Vanessa’nın amcığına soktu; parmaklarını derinlere daldırdıktan sonra hız kesmeden yumruğunu oraya soktu. Fist teması kadının teninde çıtır çıtır çatlayan bir elektrik gibiydi. O acayip kaba dayama, Vanessa’yı delirtiyor, bedenini kontrolsüzce sarsıyordu.
Bir yandan yaramaz adam hırçınca sikmeye devam ediyordu amcığından çıkardığı yumruğu izlerken. Sanki kadın vücudu tamamen onun kontrolündeydi; Vanessanın inleyişi yükselirken kalçasını kaldırıyor, ona karşı koymaya kalkışsa da sonunda sapkın köklemenin hışmına teslim oluyordu. Her hareketi sertti; vajinasına defalarca dayıyor, içten dışa şiddetle dolduruyor ve onu delirtiyordu.
İpler gerilmişti artık; Vanessa’nın solukları hızlanıyor, boğuk iniltiler kırık dökük cümlelere dönüşüyordu ama içinde binbir türden zevk taşıyordu bu işkence dolu sevişme. En nihayetinde adam o pis köklüğünü son kez kalbine dayadı ve delice boşaldı. Kadın ise yumruğun acısına rağmen tatmin olmuş ve parçalanmış şekilde arkasına yaslandı; yüzünde karmakarışık bir haz ile acının buluştuğu tatsız ama bağımlılık yapan o ifade vardı. Bu işin sonunda Vanessa sadece tüketilen değil, aynı zamanda arsızca kendini veren bir fahişe olmuştu tek kelimeyle…