Üvey kızının cılız ama meydan okuyan bakışları arasında, odaya yayılan ter kokusu ve yükselen gerilim havayı iyice ısıtmıştı. Yarağını eline alıp adam kendi istediği ritimde, sertçe çekmeye başladı; her hamlede amcığını biraz daha hırpalayarak içindeki azgınlık ateşini büyütüyordu. Kız, utanma perdesini arkasında bırakmış gibiydi; ufak elleriyle yaramazca saçlarını savuruyor, arada sırada sırıtarak onu provoke ediyordu.
Adamın nefesi kesilmeye başlamış, kalbi göğsünden fırlayacak gibi çarparken artık dayanılmaz bir hal alıyordu bu kendini tatmin etme işi. Elinin hareketleri hızlandıkça hızlandı; felç eden bir zevkle her seferinde sertçe dayadı yarak başını içine, parmakları terden kaymasın diye daha sıkı tuttu amcığını. İçinde kocaman bir boşluğa doğru çekiliyor gibiydi, beynini dağıtan o sapıklık hissi bedenine hakim olmuştu artık.
Kız ise koltuğun kenarına oturmuş bacaklarını açmıştı sakso yapmaya hazır şekilde. Dudağıyla alt dudağını ısırıyor, gözlerini ona dikmişti; sanki “Hadi!” diyordu bakışlarıyla. Adam bunu görünce artık tutamadı kendini; hızlı hızlı sıktığı yarakla birlikte kalktı kadının yanına gelip diz çöktü önüne. Sarkan amcığını onun nemli, sıcak sakso ağzına verdiği anda bütün sinir uçları patladı adamın. Kızın dili yaramazca dolaşıyor, boğazına dalıyor; adamın nefes alış verişi tamamen kontrolsüz hale gelmişti.
Yanaklarının kızardığı o anlarda o sapkınlık zirveye çıktı: “Seni kafaya sokacağım!” dedi adam hırlayarak ve kız da istekle boyun eğdi buna. Gövdesini yukarı bastırırken kızın ağzından çıkan tek kelime pespaye inlemeler ve boğuk homurtulardı. Ardından o ilk yoğun boşalmanın şiddetiyle adamın eli kıpkırmızı olmuştu; masanın üstündeki yüzüne doğru sıçrayan sıcak sıvıyla beraber gözlerini yumdu ve kalçayı daha sıkı kavrayarak delice köklediği anda içinde yeni bir fırtına koptu.
Sonrasında hiçbir şey umurlarında değildi; sadece salyalar, terler ve yasak tutkular arasında kayboldular…
