Yoğun gece karanlığında Peta Jensen ve Johnny Sins’in ateşli buluşması aralıksız bir şehvet fırtınasına dönüştü. Peta’nın iri göğüsleri, Johnny’nin sert yumuşaklığına taparcasına sarıldı; göz göze gelmenin ötesinde, her nefeste amcığına ve yarağına hizmet eden bir tapınma vardı. Johnny’nin sert yarakını becerikli dudaklarıyla mest ederken, derin nefesler alıp verirken çıkardığı hırıltılar odanın havasını iyice ısıttı. Peta’nın yaladıkça ısınan amcığı, kollarının arasında erirken, adamın elleri onun bacaklarını aralayarak içeriye doğru daha da derinlemesine yerleşti.
Johnny’nin kökü tam da istediği gibi hızlı ve acımasızdı; Peta’yı yoga yapar gibi esnetiyor, hem sert hem de hassas dokunuşlarıyla kadının bedenini deliriyordu. Göğüslerinin arasına saksoyu sıkıştırıp sıktıkça, Peta’nın inlemeleri odada yankılanıyordu. Bu folloş işte ne kendisi ne de adam yavaşlamayı düşünüyordu; sürekli kökleme arzusu, bedenlerin çarpışmasına şiddet katıyordu. Amcık içinde hissettiği her kıvrımda artan basınç, onu delirtti; kırmızı yanakları terle kaplanmıştı ve gözleri yarı kapalıydı.
Johnny’nin göğüslerini kavrayıp aralarına yerleştirip yaptığı tittyfuck işi tam bir işkence gibiydi; kaba ama özenli hareketler yanında Peta’nın dallanan parmakları adamın sırtında izler bırakıyordu. “Daha sert dayayacağım seni,” dedi Johnny nefes nefese, “Amını paramparça edeceğim.” Kadının azgın amcığı onu çağırırken adam hiç fırsat kaçırmadı; içine girer girmez kalın kökünü sonuna kadar sokup çekiştirmeye başladı. Her iniltisinde ikisi de biraz daha çıldırdı; sarkık göğüsler sallandıkça yumruklar gibi dayama sesi yükseldi.
Sonunda dorukta birleştiler; Johnny’nin deli dolu kökü Peta’nın sıcak deliğinde patladı, amcığını sımsıkı kavrayan o yoğun anlarda kadın bağırsa da sesini bastırdı. Sanki vücutları bütün gün süren açlığın ardından birbirine yapışmıştı ve o an bütün pislikleriyle birlikte kendilerini dışa vuruyorlardı. Havalandırmanın hafif esintisi altında ter kokusuyla karışan o yoğun orgazm sonrası tüm dünya sustu; sadece birlikte yaşadıkları o dayanılmaz yakınlık kaldı geriye.