Sokakta karşılaştığı o kocaman göğüsleriyle yılan gibi kıvrak folloş, gözlerini kırpmadan yakaladı onun dikkatini. Yüzündeki arsız tebessümle direk üzerine yürüdü, dilini dışarı çıkarıp amcığını sırıtarak yaladı. Kadının gözlerinde yanan o iğdiş edici arzuyu hemen hissetti; boş durmayacak, anında kökleme seansını başlatacaktı. Sanki yıllardır beklediği fırsattı bu.
Gizli bir sokak köşesine çekildi ikisi, elleri birbirinin bedeninde geziyor, parmaklar devasa göğüslerin arasında kayıp gidiyordu. Kadın diliyle boynunu ısırırken adam kısa yoldan amcığını çıkardı ve kadının masum suratına doğru dayadı. O sırıtış az önceki şehvetin ilk sinyaliydi. Amcık deli gibi açılmış, adamın sertliği içine dolmak için can atıyordu. Dudaklarıyla esir aldı yavaşça; derinlere inen sakso, her hareketinde kadının boğazını gıdıklıyor, havayı kesiyordu.
Sert nefesler yükselirken adam aniden kadının saçını sıktı, daha hızlı itti amını aşağıya; boynunda yankılanan inlemeler arasında hantallaşıp kalmadan karnına vurdu tokat gibi. Kadın bu sert dayanmaya bayılıyordu zaten, sıkı yumruğunu bele geçirip amcığını daha derine çekmesini işaret ediyordu. Boğazındaki kaslar gerildikçe adamın yarak içinde kayışı daha da artırdı hazzı. Gözleri yaşarırken ardına kadar açıldı amcığı; keskin kokusu ve tadıyla erkeğin hükmünü resmen içine çekti.
Köklüyor sonra hafif geri çekiliyor, ardından tekrar fırlıyor içeriye. Derinlik sınır tanımadan gidip geliyorlardı: dilleri, elleri bütünleşmişti bu kirli dansta. Kadın çömelip dudağıyla yalarken adam titredi; patlayacağını hissettiğinde dişlerini sancıyla kırdı, sesi ve nefesi karıştı bir tek cümlede: “Bana inle!” Sonunda yüklenişi hızlandı, amcığı dayanılmaz biçimde çalkalanırken boğazında sonunda boşaldı bugüne kadar sakladığı bütün kirli zevki. Kadın ağzından süzülen sıvıları yalayarak gülüyordu; gecenin en pis köklemeyi böylece tamamlamışlardı.
